Müttefik Savunma Bakanları 2024 Şubat’ında yaptıkları toplantılarında NATO’nun Biyoteknoloji ve İnsan Geliştirme Teknolojileri Stratejisini resmen kabul etti. Bu stratejinin geliştirilmesi ve sonuçlandırılmasını yürüten mevcut NATO personeli stratejinin temel özelliklerinden birini şöyle açıklıyor: savunma ve güvenlik konusunda Biyoteknolojinin Sorumlu Kullanımı ve İnsan Geliştirme teknolojilerinin bugüne kadarki ilk ilkeler dizisi.
Aslında biyoteknoloji ve insan geliştirme (BHE/BİG) teknolojileri yeni bir şey değildir, ancak ortaya çıkmakta olan BİG yeniliklerinin benzeri görülmemiş hızı yıkıcıdır. Yapay zeka (YZ) ile yaklaşması BİG de yeni gelişmelere yol açmış ve ortaya yeni bir biyo devrim çıkarmıştır. Bu devrim toplumumuzun – sağlık ve halk sağlığından, endüstriyel süreç üretimine ve güvenlik ve savunmaya kadar – dönüşmesini sağlayacaktır.
BİG’deki bu yeni buluşlar İttifak’ın tıp, çevre ve dirençlilik konusundaki en zorlu sorunlarına yardımcı olma potansiyeline sahiptir. Biyo-imalat ve sentetik biyolojinin tedarik zincirimizdeki bağımlılıkları azaltacak daha yeşil, alternatif yollar sunduğu; biyo-algılama metotlarının yeni patojenleri ve diğer kimyasal ve biyolojik tehditleri tespit etmekte daha kesin, ölçeklenebilir yollar sağladığı ve şu anda bel bağladığımız enerji tüketen veri depolama yaklaşımlarının yerini yeşil DNA depolama yöntemlerinin aldığı bir dünya hayal edin.
![Herhangi [gelişmekte olan ve yıkıcı teknolojide] (https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_184303.htm), olduğu gibi Biyoteknoloji ve İnsan Geliştirme teknolojileri (BİG) özellikle kötü niyetli aktörler tarafından kullanıldığında, NATO için yeni riskler de oluşturur. Resim: Gareth/Wavell Room izniyle
)](https://www.nato.int/docu/review/images/a8f5f2_1_stanley_bio-revolution_wavell-room_article.jpg)
Herhangi [gelişmekte olan ve yıkıcı teknolojide] (https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_184303.htm), olduğu gibi Biyoteknoloji ve İnsan Geliştirme teknolojileri (BİG) özellikle kötü niyetli aktörler tarafından kullanıldığında, NATO için yeni riskler de oluşturur.
Resim: Gareth/Wavell Room izniyle
Herhangi [gelişmekte olan ve yıkıcı teknolojide] (https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_184303.htm), olduğu gibi Biyoteknoloji ve İnsan Geliştirme teknolojileri (BİG), özellikle kötü niyetli aktörler tarafından kullanıldığında, NATO için yeni riskler de oluşturur. Tıbbi buluşların temelini oluşturan aynı genetik mühendislik yöntemleri yeni ve daha ölümcül veya belirli patojenler yaratmakta da kullanılabilir. Gen düzenleme sistemlerinin ikili çoğaltılması ve YZ ile desteklenen arama yöntemleri, biyolojik ve kimyasal tehditler yaratmak veya onlara erişmekteki maliyet ve beceri bariyerlerinin azaldığı anlamına geliyor.
2024 Şubat’ında Müttefik Savunma Bakanları, NATO’nun BİG Teknolojileri Stratejisini kabul etti: savunma ve güvenlik alanında gelişmekte olan biyoteknolojinin yönetimini ile ilgili ilk uluslararası anlaşma. Bu strateji her şeyden önce dünyadaki ilk BİG teknolojilerinin savunma ve güvenlik alanında Sorumlu Kullanım İlkeleri doğrultusunda çalışır ve İttifak’ın Biyolojik Silahlar Konvansiyonuna olan taahhüdünü tekrar teyit eder. İttifak bu yeni stratejiyi uygularken hem BİG teknolojilerinin savunma ve barışçıl amaçlı geliştirilmesini ve kullanımını ilerletecek, hem de bu teknolojilerin getirdiği yayılma riskine karşı koruma sağlayacak olanaklara sahiptir.
Biyoteknoloji ve insan geliştirme teknolojilerinin riskleri ve yarattığı fırsatlar
Biyoteknolojinin çok çeşitli uygulamaları vardır: şu anda ordularımız tarafından kullanılan malzemelerden daha güçlü, daha hafif ve daha çevreci olan biyo-bazlı malzemeler yaratmak; daha etkili tespit, tanımlama ve izleme yoluyla kimyasal ve biyolojik savunmamızı geliştirmek; ve elektrik yükünü azaltmak amacıyla elektrik akımları üretmek için canlı mikroplar kullanmak gibi.

İnsan geliştirme teknolojileri, bireylerin normal insan sınırlarının veya yeteneklerinin ötesinde faaliyet göstermelerini sağlayan biyoteknolojik ve biyoteknolojik olmayan müdahalelerdir.
Resim © NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı
Biyoteknolojinin çok çeşitli uygulamaları vardır: şu anda ordularımız tarafından kullanılan malzemelerden daha güçlü, daha hafif ve daha çevreci olan biyo-bazlı malzemeler yaratmak; daha etkili tespit, tanımlama ve izleme yoluyla kimyasal ve biyolojik savunmamızı geliştirmek; ve elektrik yükünü azaltmak amacıyla elektrik akımları üretmek için canlı mikroplar kullanmak gibi.
Bu arada, insan geliştirme teknolojileri askerȋ tıp ve operatörlerin rehabilitasyonu için umut vaat ediyor. Bu teknolojiler arasında, bir gün hasarlı doku ve organları onarabilecek rejeneratif tıp alanındaki atılımlar veya da travma sonrası stres bozukluğunun tedavi şeklini iyileştirebilecek, örneğin, sanal gerçeklik terapisi de dahil, psikolojik bakıma yönelik yeni yaklaşımlar bulunmaktadır. YZ destekli protezler kol, bacak veya diğer ekstremitelerini kaybetmiş birçok kişinin yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olmaktadır. Giyilebilir, yutulabilir ve vücut içine yerleştirilebilir sağlık teknolojileri ile genellikle askerler ve gazilerde daha yaygın olan rahatsızlıklar tedavi edilebilir.
Bu gelişmeleri İttifak’ın inovatörleri, yatırımcıları ve araştırma enstitüleri yürütüyorlar. Gelecek yıllarda BİG alanında buluşlar hız kazandıkça, toplu dirençliliğimizi destekleme, askerȋ operatörlere bakım sağlama ve ordularımızın enerji dönüşümünü mümkün kılacak fırsatlar da artacaktır.
Bu arada, İttifak’ın stratejik rakipleri ve potansiyel düşmanları da BİG teknolojilerine yatırım yapmaya devam diyorlar ve bu teknolojilerin operasyonel ortamlarda ve hibrit savaş taktiklerinde nasıl kullanılabileceğini aktif olarak değerlendiriyorlar. BİG teknolojileri, özellikle yapay zekâ destekli araçlarla birleştirildiğinde, yeni patojenler yaratmak ve onları yaymak için kötü amaçlarla kullanılabilir. Bu biyogüvenlik sorunu kapsamlı bir uluslararası işbirliği gerektirecektir.
Sınırlar ötesi, uluslararası bilimsel işbirliği yapılmazsa, bundan sonra yapılacak buluşlar NATO ve Müttefiklerinin yanından geçip gidecektir. Benzer şekilde, hiçbir ülke yeni biyolojik yayılma risklerine karşı tek başına koruma sağlayamaz. Müttefikler ve benzer düşüncede olan, teknoloji odaklı ortaklar arasındaki yakın işbirliği BİG atılımlarına yol açacak ve biyogüvenliğimizi güçlendirecektir. NATO’nun BİG teknolojilerine olan sorumlu yaklaşımı bir yandan bu teknolojilerin riskini azaltırken diğer yanda da İttifak'a getirdiği fırsatları azami düzeye çıkartmakta önemli bir adımdır.
NATO’nun BİG teknolojilerine sorumlu yaklaşımı
Paylaşılan değerlere sahip bir İttifak olarak NATO, BİG teknolojilerinin sorumlu bir şekilde geliştirilmesini ve kullanılmasını bu stratejinin temel taşlarından biri haline getirmiştir. Bu strateji, başta Birleşmiş Milletler Biyolojik Silahlar Konvansiyonu ve Müttefikler tarafından hem ulusal hem de uluslararası düzeyde üstlenilen diğer ilgili yükümlülükler ve taahhütler olmak üzere mevcut çerçevelerin yanı sıra biyoetik ilkelerin ve NATO'nun Yapay Zekânın Sorumlu Kullanımı İlkelerinin savunma ve güvenlikteki önemini yeniden vurgulamaktadır.
Müttefikler ve NATO, geliştirdikleri ve benimsedikleri BİG uygulamalarının – yaşam döngülerinin çeşitli aşamalarında – bu teknolojinin sorumlu kullanımına ilişkin aşağıdaki altı ilkeye uygun olmasını sağlayacaklarını taahhüt etmişlerdir:

Personelimizin kullanımına sunulan insan geliştirme teknolojileri, askerȋ sağlık alanındaki en iyi uygulamalar ve bireylere saygı ilkeleri doğrultusunda ve yalnızca açık ve bilgilendirilmiş rıza şartı ile kullanılacaktır.
Resim © NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı
Yasallık: BİG, Uluslararası İnsanî Hukuk ve İnsan Hakları Yasası da dâhil olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk uyarınca geliştirilecek ve kullanılacaktır.
- Sorumluluk ve hesap verebilirlik: BİG gereken muhakeme ve özen düzeylerinde geliştirilecek ve kullanılacaktır; hesap verebilirliği sağlayabilmek için tereddüde yer bırakmayacak kadar açık insan sorumluluğu geçerli olacaktır.
- Güven ve güvenlik: BİG teknolojileri sadece sıkı güvenlik prosedürlerinden geçmişse kullanılacaktır; testler ve/veya denemeler, uygulanabilir standartların karşılanmış olması ve/veya bilimsel çerçevede insan ve çevre açısından güvenli ve etkili oldukları diğer yollarla kanıtlanmış olmaları da bu prosedürlere dâhil olabilir.
- İnsanın yaşamı üzerindeki kontrolü: bireyler doğuştan gelen insan onurunu muhafaza edebilmeleri için muhakeme yeteneği ve vicdan özgürlüklerinden mahzun bırakılamazlar.
- Bilgilendirilmiş rıza: Personelimize sunulan insan geliştirme teknolojileri, askerî sağlık alanındaki en iyi uygulamalar ve insana saygı doğrultusunda, sadece açık ve bilgilendirilmiş rıza ile kullanılacaktır.
- Sürdürülebilirlik: BİG teknolojileri çevre üzerindeki potansiyel etkileri açısından değerlendirileceklerdir
NATO’nun savunma ve güvenlik alanlarında BİG için Sorumlu Kullanım İlkeleri akademik çevreler, özel sektör, ve diğer uluslararası örgütler de dâhil olmak üzere tüm NATO ve ortak ülkelerden gelen uzmanlarla kamuya açık forumlarda geliştirilmiştir. Çeşitli disiplinlerden gelen uzmanlar BİG’in güvenlik ve savunma bağlamında ne kadar sorumlu görünmesi gerektiği konusunda yasal, etik, kültürel ve bilimsel görüş açıları sağladılar. Bu sesler İttifakın karar vermekte kullandığı işbirliğine dayalı yaklaşımı yansıtır ve bu yaklaşım Müttefiklerin ve teknoloji odaklı ortakların bakış açılarının BİG İlkelerinin oluşturulmasında temsil edilmesini garantiler.
Müttefikler yasal çerçevelere bağlılık ve sorumlu inovasyon konusundaki güçlü taahhütlerine dayanan BİG teknolojileri konusundaki çalışmalarını sürdürmeyi taahhüt ederler. BİG Stratejisinde Müttefikler, İttifakın bu alandaki çalışmalarının ulusal veya uluslararası düzeyde özellikle Biyolojik Silahlar Konvansiyonu veya diğer ilgili yükümlülükleri ve taahhütleri ile çelişmemesi veya bunları zayıflatmaması gerektiğini tekrar teyit ettiler.

Müttefikler yasal çerçevelere bağlılık ve sorumlu inovasyon konusundaki güçlü taahhütlerine dayanan BİG teknolojileri konusundaki çalışmalarını sürdürmeyi taahhüt ederler. BİG Stratejisinde Müttefikler, İttifakın bu alandaki çalışmalarının ulusal veya uluslararası düzeyde özellikle Biyolojik Silahlar Konvansiyonu ile çelişmemesi veya onu zayıflatmaması gerektiğini tekrar teyit ettiler. Resim: Brookings Institute izniyle
İnsan geliştirme teknolojilerinde sorumlu kullanım konusundaki dikkate alınacak temel noktalar arasında geri döndürülebilirlik ve cerrahi müdahale var. Geri döndürülebilen müdahaleler (örneğin kafein gibi uyarıcılar) zamanla sınırlıdır, fakat geri döndürülemeyenler (kalıcı protez uzuvlar) değildir. Ayrıca, cerrahi müdahaleler (örneğin kalp pili takmak) ile cerrahi olmayanlar (üniformalara entegre edilen biyo-sensörler gibi) arasında farklar vardır. Bu özelliklerle ilgili etik ikilemler arasındaki farklar ise çok küçüktür. Tüm kalıcı iyileştirmeler istenmeyen durumlar değildir. Örneğin lazer göz ameliyatı geçirenler genellikle bunun kalıcı olmasını isterler. Bu nedenle geri döndürülebilirlik ve cerrahi müdahaleler insan geliştirme teknolojileri konusundaki etik tartışmalara engel olabiliyorsa da, bunlar risk açısından tüm kararlara yön vermesi gereken özen ilkesi doğrultusunda ele alınmalıdır.
Bu ilkeler uluslararası topluma İttifakın askerî tıp, tıp, dayanıklılık ve yeşil enerjiye geçiş fırsatları yönündeki gelişmeleri sürdürürken BİG’nin potansiyel risklerini aktif olarak azaltacağı sinyalini veriyor. Aynı ilkeler NATO Müttefiklerinin sorumlu BİG kullanımı konusundaki taahhüdünü somutlaştır, fakat İttifakın BİG teknolojilerini sorumlu biçimde geliştirdiğini ve kullandığını garanti etmeye yetmezler. Bu ilkelerin operasyonel hale getirilmesi gerekiyor; bu da teknolojinin yaşam döngüsünün her aşamasına uygulanabilecek somut çerçeveler oluşturulması demektir. Bu çalışmalar NATO’da sürmektedir.
İlkelerin işe yaramasını sağlamak
İlkeler, ancak onları işlevsel hale getirme çalışmaları kadar kuvvetlidir. Burada iki odak noktasının altını çiziyoruz: araç setleri ve eğitim.
Araç setleri
Müttefikler BİG ile Yapay Zekâ teknolojilerinin birbirlerine çok yaklaştığı güçlü alanlar olduğunun bilincindedirler. Bu amaçla NATO, BİG ilkeleri ile Yapay Zekâ Sorumlu Kullanım İlkelerini işlevsel hale getirmek için atılan adımlar arasındaki sinerjileri kuvvetlendirmelidir. ]NATO’nun Veri ve Yapay Zekâ İnceleme Kurulu tarafından paylaşılan ve geliştirilen Yapay Zekâ araç setleri, sorumlu BİG işlevselliği için güçlü bir başlangıç noktası oluştururlar. Bu Yapay Zekâ araç setleri tasarımları itibariyle sorumlu, çok disiplinli mühendislik uygulamaları tabanına dayanır, ve risk ve etki değerlendirme unsurları içerirler. Risk ve etki değerlendirmelerinin yanı sıra sorumlu Yapay Zekâ için geliştirilen standartları içeren araçlar BİG teknolojilerinde de kullanılabilir. Bu tür değerlendirmeleri yapmak, moleküler biyoloji, biyokimya, genetik ve biyomedikal mühendisliği, tıp, psikoloji ve sosyoloji, uygulamalı felsefe, biyoetik, robotik ve insan faktörleri mühendisliği gibi çok çeşitli alanlardan uzmanları bir araya getirmeyi gerektirir.

Yapay Zekâ araç setleri tasarımları itibariyle sorumlu, çok disiplinli mühendislik uygulamaları tabanına dayanır. Bu setler risk ve etki değerlendirme unsurları içerirler ve bu da moleküler biyoloji, biyokimya, genetik ve biyomedikal mühendisliği, tıp, psikoloji ve sosyoloji, uygulamalı felsefe, biyoetik, robotik ve insan faktörleri mühendisliği gibi çok çeşitli alanlardan uzmanları bir araya getirmeyi gerektirir. Resim: Nutra Ingredients Europe izniyle
Çalışmalar diğer teknoloji alanlarından gelen sorumlu inovasyon uygulamaları üzerine inşa edilirken, değerlendirilmesi gereken BİG’e has birçok özellik mevcuttur. Örneğin, bazı BİG teknolojileri operatörler için bağımlılık ve alışkanlık oluşturma riskleri içerebilir; herhangi bir risk ve etki değerlendirilmesinde bunlar ele alınmalıdır. BİG teknolojilerinin bireylerle gruplar, kadınlarla erkekler, ve faal görevlerdekilerle yedek rollerdeki insanlar arasında birbirinden farklı etkileri, ve ayrıca sivil hayata dönüş de dâhil olmak üzere uzun vadedeki etkileri göz önüne alınmalıdır. Bu değerlendirmeler aynı zamanda potansiyel çevresel etkileri de hesaba katmalıdır.
Sorumlu inovasyon, istenmeyen teknolojik ilerlemelerdeki riskleri önlemek ve azaltmanın yanı sıra teknolojilerin olumlu gidişatını şekillendirmekle de ilgilidir. Dolayısıyla, işlevselleştirme ilkeleri sadece riskleri azaltmak değil, aynı zamanda biyoteknoloji odaklı buluşlar vasıtasıyla hem hizmet süresince hem de emeklilik sonrasında askerî personelin proaktif olarak sağlığını ve refahını iyileştirmek anlamına gelir. Aynı şey mevcut kimyasal alternatiflerden daha az toksik madde üreten biyo-imalat gibi tıpla ilgili olmayan BİG teknolojileri için de geçerlidir.
Test etme, değerlendirme, onaylama ve doğrulama, sadece gerekli güvenlik protokolleri açısından değil, aynı zamanda insanların aldıkları kararlarda bilişsel özgürlüklerini muhafaza etmelerini garanti etmek açısından da önemlidir. Bu araç setlerinin mümkün olduğunca kullanıcı dostu hale getirilmesi kabul edilmelerini sağlamak, tüm ilgili paydaşlar nezdinde güven oluşturulmasına yardımcı olmak ve geri bildirim döngülerinin araçların iyileştirilmesi konusunda bilgi vermesini sağlamak için gereklidir.
Eğitim ve biyo-okuryazarlık
Tüm paydaşları savunma ve güvenlik alanlarında BİG teknolojilerinin sorumlu şekilde geliştirilmesi ve kullanımı konusunda eğitmek, ilkelerin işlevsel hale gelmelerinde büyük önem taşır. Eğitim araçlarının son kullanıcılar, inovatörler ve halktan oluşan hedef kitleye bağlı olarak değişiklik göstermesi olasıdır.
Bir BİG müdahalesi konusunda rızaları istenebilecek son kullanıcılar için eğitim ve onu destekleyen bilgi, üstün kaliteli, doğru, ve uzman olmayanlar için anlaşılabilir nitelikte olmalıdır. Etkili eğitim aynı zamanda biyomedikal müdahalelerin gerekli görüldüğü durumlarda bireylerin ve birimlerin sağlığı ve güvenliği açısından şeffaflığı korumak ve güven sağlamak anlamına gelir.
Yeni BİG ilkeleri doğrultusunda, inovatörler yaptıkları araştırmaların ve ürünlerinin olası etkileri konusunda duyarlı hale getirilmelidir. NATO’nun “sorumlu” temelleri doğrultusunda yeni inovasyon girişimlerinin ikisi de - Kuzey Atlantik İçin Savunma İnovasyon Hızlandırıcısı (DIANA) ve NATO İnovasyon Fonu (NIF) – NATO’nun BİG İlkelerinin daha gelişme aşamasındayken işlevsel hale gelmelerinde önemli olacaklardır.
Hedef halk kitleleri İttifakın Biyolojik Silahlar Konvansiyonu da dâhil olmak üzere, BİG ve uluslararası taahhütleri yönündeki sorumlu yaklaşımının bilincinde olmalıdır. BİG teknolojilerinin barışçıl uygulamalarının yanı sıra kötüye kullanılma potansiyelleri konusunda kamuoyunun bilgisini arttırmak için ortak değerlerimiz doğrultusunda proaktif olarak bilgi sağlanmalıdır.
Önümüzdeki yıl NATO çevrimiçi olarak kamu hizmetine sunulabilecek biyo-okuryazarlık eğitimi araçları yaratmak üzerinde çalışacaktır. Bu da NATO’nun dışarıdan gelecek akademik çevreler, özel sektör ve sivil toplumdan uzmanlarla birlikte çalışarak güven tesis edilmesine ve dezenformasyon olasılığına karşı önlem alınmasına yardımcı olacağı somut bir alan olacaktır.
Sonuç
İttifakın BİG teknolojilerini – bizi gelecekte BİG’in kötüye kullanılmasına karşı koruyacak olanlar da dâhil - sorumlu biçimde geliştirdiğini garanti etmek son derece önemlidir. BİG teknolojilerinin değerlerimiz, ilkelerimiz ve yasalarımız doğrultusunda geliştirildiğini garanti altına almak için aciliyet duygusuyla harekete geçmeliyiz.
BİG teknolojilerini sorumlu biçimde desteklemek ve korumak tüm İttifak genelinde yürütülecek toplumlar arası bir çalışmadır ve İttifak ve ortağımız olan ülkelerden birçok paydaşın katılımı sağlanmalıdır. Bu da karar mercilerinden NATO’nun inovasyon girişimlerine (DIANA ve NIF), inovatörlerimizden yatırımcılarımıza, operatörlerimize ve NATO’nun hizmet verdiği tüm halklara kadar herkesi kapsar.
NATO’nun BİG stratejisi ile İttifak, BİG’in potansiyelini sorumlu biçimde en üst noktaya taşımaktaki kararlılığının sinyalini vermektedir.