Daha önce NATO Dergisinde yayınlanan bir [makalemde] https://www.nato.int/docu/review/articles/2021/11/30/hybrid-warfare-new-threats-complexity-and-trust-as-the-antidote/index.html) modern savaşın doğasının süratle değişmekte olduğunu açıklamıştım. Sonuç olarak savaşlar artık sadece kinetik operasyonlar olmaktan çıktı. Bu da günümüzdeki çatışmalar ve savaşları artık sadece fiziki güçlerin değil, aynı zamanda askerȋ olmayan stratejiler ve taktiklerin de tanımladığı anlamına geliyor.

Artık sıradan olarak kabul edilen bir şey ise, kendi içlerinde de giderek karmaşık hale gelen kinetik operasyonların düşmanın güvenliğini zayıflatmak amacına yönelik askerȋ olmayan stratejilerle birleşmiş olduğudur. Askerȋ ve askerȋ olmayan stratejiler ve araç gereçler rastgele değil, sinerjik bir etki yaratabilmek için senkronize şekilde bir araya getirilir. Bir başka deyişle, en iyi sonuçları getiren bu senkronize füzyondur.

Sonuç olarak, herhangi bir ülke bazı hedeflere ulaşmak için potansiyel olarak bir düşmana fiziki kuvvet uygulayabilir. Fakat eğer konvansiyonel veya konvansiyonel olmayan kuvvet tehdidi veya kullanımı, siber saldırılar ve dezenformasyon gibi yıkıcı araçlarla birleştirilirse ve/veya bunlardan biri daha önce kullanmışsa, düşmana verilen genel hasar daha da artabilir.

Devlet eliyle yürütülen ve askerȋ, siyasi, ekonomik, sivil ve istihbarat ile ilgili araç gereçlerin sistematik şekilde entegrasyonunu gerektiren bir hibrit savaş olsa dahi, bu savaş çoğu kez konvansiyonel savaş eşiğinin altındaki gri bölgelerde yaşanır. Bu gri bölgelerde askerȋ unsurlar, olayın kendilerine atfedilmesinden, sorumlu tutulmaktan ve hatta bazen yakalanmaktan kaçınmak için alışılmadık ve yenilikçi bir şekilde kullanılıyor. Bu nedenle bir düşman devlet, gizli kapaklı bir savaşta devlet dışı aktörler veya kaynağı belirsiz bir askerȋ gücü (“küçük yeşil adamlar”gibi) kullanarak bu savaşla olan bağlantısını inkâr edebilir ama aynı zamanda da stratejik hedeflerine de ulaşabilir.

Hibrit savaştaki bir aktör, gizli kapaklı bir savaşta devlet dışı aktörler veya 2022 yılındaki Nord Stream 2 doğalgaz boru hattına yapılan sabotajla bağlantılı olduğu söylenen “[küçük yeşil adamlar]
(https://www.rferl.org/a/russia-ukraine-crimea/29790037.html)” gibi kaynağı belirsiz bir askerȋ güç kullanarak bu savaşla olan bağlantısını inkâr edebilir ama aynı zamanda stratejik hedeflerine ulaşabilir. Resim: Nord Stream 2 doğalgaz boru hattındaki kaçak, Eylül 2022. © İsveç Sahil Güvenlik
)

Hibrit savaştaki bir aktör, gizli kapaklı bir savaşta devlet dışı aktörler veya 2022 yılındaki Nord Stream 2 doğalgaz boru hattına yapılan sabotajla bağlantılı olduğu söylenen “[küçük yeşil adamlar]
(https://www.rferl.org/a/russia-ukraine-crimea/29790037.html)” gibi kaynağı belirsiz bir askerȋ güç kullanarak bu savaşla olan bağlantısını inkâr edebilir ama aynı zamanda stratejik hedeflerine ulaşabilir. Resim: Nord Stream 2 doğalgaz boru hattındaki kaçak, Eylül 2022. © İsveç Sahil Güvenlik

Bu makalede sadece konuyla olan bağlantısından dolayı değil, son zamanlardaki uluslararası çatışmalar açısından da çok kritik bir yeri olan bir soruyla hibrit savaş konusunu biraz daha ileri taşıyacağız: Rusya, Batı’ya karşı bir hibrit savaşı nasıl yürütüyor? Bu savaşın değişik açılarını, yarattığı sonuçları ve Batılı güçlerin güvenliğini alttan alta boşaltmak için yürüttüğü stratejinin arkasındaki mantığı anlamaya çalışıyoruz.

Rusya’nın hibrit savaşı — efsane mi gerçek mi?

Devletlerin bir hibrit savaş başlatmak için bir araya getirdikleri ortak araçlardan ortak araçlardan (devlet dışı aktörler, siyasi suikastlar, casusluk, siber saldırılar, seçimlere müdahale ve dezenformasyon gibi) en önemlisi olayı inandırıcı bir şekilde inkâr etmenin mümkün olması ve çoğu kez de suçu ortaya çıkaracak çok az kanıt bulunmasıdır. Tüm eylemler reddedilmez. Bazen saldırgan bir duruş kişinin eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmesini gerektirir, ancak suçu kabullenmekten kaçmak çoğu kez stratejik avantaj da sağlar. Dolayısıyla, 2014 yılında Kırım'ın bazı kısımlarını işgal eden "küçük yeşil adamları" reddetmek siyasi ve stratejik açıdan uygun olduğunda, [Rusya bunu yaptı](https://www.rferl.org/a/russia-ukraine-crimea/29790037. html) (bir süreliğine).

Hibrit savaşı başlatmakta kullanılan ve bir araya getirilen araç ve gereçlerin ayırt edilmesi, birisine atfedilmesi ve bunun doğrulanması genellikle zordur. Belirli bir devlet dışı aktörün bir devletin himayesinde olduğunu kanıtlamak veya siber saldırıları bir devlete bağlamak çok zor korkutucu bir iştir. Yine de son yıllarda birçok saldırı Kremlin’e atfedildi. 2016’da yapılan ABD başkanlık seçimlerinde Rusya’nın müdahalesi olduğunun [kamuya açık kanıtlarla doğrulanması ve Wagner’in Rusya tarafından finanse edildiğinin bizzat Devlet Başkanı Putin tarafından kabul edilmesi buna iki örnektir

Hibrit savaşın Moskova’nın Batı ile ilgili politikasının ayrılmaz bir parçası olduğu görülüyor. Devlet dışı aktörlerin konuyla ilgili bağlantısı ve etkisi arttıkça ve otonom silahlar gibi yeni teknolojiler geliştirildikçe geleneksel savaş eşiğinin altındaki hibrit savaşlar da mümkün olmaya başladı. Hatta devletler bazen devlet dışı aktörler yaratmaya ve eğitmeye bile gerek duymazlar zira mevcut gruplar ile olan ticari ilişkiler bu işi görür. Örneğin, bir seferinde istihbarat raporları Rus silahlı kuvvetlerinin Afganistan’daki koalisyon kuvvetlerini hedef almaları için Taliban’a bağlı militanlara gizlice ödüller teklif ettiğini ima ediyordu. Bu arada yeni teknolojiler devletlerin uzaktan kuvvet kullanabilmelerini ve bunu inkâr etmelerini de mümkün kılıyor. Kritik altyapılara yöneltilen dronlar ve saldırıları bunun iyi bir örneğidir.

Bir Rus roketi Kharkiv, Ukrayna’daki bir elektrik tesisini vurarak bölgede elektrik kesintilerine neden oluyor, 11 Eylül 2022.  Reuters / Kapak Resmi
)

Bir Rus roketi Kharkiv, Ukrayna’daki bir elektrik tesisini vurarak bölgede elektrik kesintilerine neden oluyor, 11 Eylül 2022.
Reuters / Kapak Resmi

Son yıllarda Rusya’nın hibrit savaşı tüm hızıyla sürüyor, ama bu noktaya bir gecede gelinmedi. Üst düzeyli Rus yetkililer on yıl kadar önce geniş kapsamlı bir güvenlik doktrini için çağrıda bulunmaya başlamışlardı. Rusya Genel Kurmay Başkanı General Valery Gerasimov 2013’te ülkenin güvenlik politikasının çatışmaların değişen doğasına uyum sağlaması gerektiğini ileri sürdü. Batılı siyasi çevreler tarafından geniş çapta ve dikkatle incelenen bir makalede Gerasimov siyasi ve stratejik hedeflere ulaşmakta askerî olmayan yolların giderek büyüyen rolünü vurguladı.

Gerasimov silahlı çatışmalarda sadece otomatik, robotik ve yapay zekâ araçlarının değil, aynı zamanda düşmanın avantajını ortadan kaldırmak için asimetrik eylemler ve istihbarat alanlarının kullanılmasından bahsediyordu. Bu tür asimetrik eylemler gerilla savaşından terörist saldırılarına, yanlış bilgilendirme veya dezenformasyonun yaratılmasından ve körüklenmesinden proaktif diplomasi ile birlikte doğrudan devlet propagandasına kadar uzanır. Düşman üstün yeteneklere sahipse, devlet rakibinin avantajını ortadan kaldırmak için bu araçların bir birleşimini kullanabilir. Rusya Askerî Bilimler Akademisinin merhum Başkanı General Makhmut Gareev, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı istilasından çıkarabileceği derslerden birinin stratejik amaçlara ulaşmak için yumuşak güç, siyaset ve istihbarat kullanımının mükemmelleştirilmesi gerektiği olduğunu savunmuştu.

Her iki Rus yetkili de temelde Batılı ülkelerle Rusya’nın güçleri arasındaki asimetriyi ortadan kaldıracak bir strateji geliştirme ihtiyacını vurguluyorlardı. Rusya’nın Batılı güçlerle aynı düzeyde askerî yeteneklere ve ekonomik kaynaklara sahip olmadığını, fakat askerî olmayan yolların kinetik güçle geniş çaplı entegrasyonunun bu güç farkını ortadan kaldıramasa bile azaltabileceğini biliyorlardı.

Rusya’nın 2010 ve 2014 tarihli askerî doktrinleri de askerî ve askerî olmayan kaynaklar ve yöntemlerin entegre edilerek kullanılmalarına değiniyordu. Bu doktrinler hibrit savaştan açıkça model olarak bahsetmeseler de, Rusya’nın güvenlik politikasına eleştirel bir bakış, askerî olmayan araçların son yıllarda sadece yaygın biçimde kullanılmakta olduklarını değil, aynı zamanda sert gücü (askerî kuvvetler) desteklemek için de kullanıldıklarını ortaya koyuyor. Bu birleşimi gösteren çok çeşitli örnekler var - dezenformasyonu körüklemek, Rusya’nın Avrupalı komşuları ve ötesindeki devlet dışı aktörlere sponsorluk etmek, siber saldırılar düzenlemek, Batı ülkelerinde seçim süreçlerine müdahale etmek ve enerjiyi silah olarak kullanmak gibi.

Bu tür araçların kullanılması iki devletin güçleri arasındaki asimetriyi çeşitli şekillerde azaltır. Kaynağı belli olmayan bir kuvvetin düşmanca bir eylem yapması veya saldırganın kabul edilebilir bir inkâr yolunu seçmesi halinde hedef devletin karar verme süreci zarar görebilir. Dezenformasyon nedeniyle devlet ve toplum düzeyinde kutuplaşma derinleşebilir. Saldırganın amaçlarını paylaşan bazı aktörler ve anlatılar desteklenir ve genişletilir. Hedefin sert güç üstünlüğünü ortadan kaldıracak askerî araçların yetersiz olduğu durumlarda enerji (hatta yiyecek tedariki) koz olarak kullanılabilir. Bunlar sadece birkaç örnek.

Rusya’nın çalışma yöntemi

Daha önce de değinildiği gibi, modern çatışmalarda devlet dışı silahlı aktörlerin önemli bir rol oynamalarından ötürü askerî müdahale dolaylı da olabilir. Örneğin, Moldova’nın Avrupa Birliğine katılma girişimini engellemek için Moskova ülkenin doğu kısmındaki askerî varlığını askerî olmayan hibrit stratejilerle [birleştiriyor](https://www.usip.org/publications/2023/07/ukraines-edge-russia-presses-hybrid-war-tiny-moldova. Bu askerî olmayan hibrit stratejiler arasında AB karşıtı grupları koruması altına almak, enerji kaynaklarını Moldova halkının zararına olacak şekilde kullanmak, ve hem yerel gruplar arasında hem de sosyal medyada dezenformasyonu körüklemek de sayılabilir. Moldova’nın hedef olmasının sebebinin Avrupa Blokuna tam entegrasyon istemesi olduğu konusunda hiç şüphe yoktur. Rusya’nın hibrit savaşı Moldova’da ülkenin AB yanlısı hükümetini devirmeyi hedefliyor.

Rusya’nın hibrit savaşı Moldova’da ülkenin AB yanlısı hükümetini devirmeyi hedefliyor. Resimde:  Moldova’nın Batı yanlısı hükümetine karşı protesto gösterileri, Eylül 2022. © CNN
)

Rusya’nın hibrit savaşı Moldova’da ülkenin AB yanlısı hükümetini devirmeyi hedefliyor. Resimde: Moldova’nın Batı yanlısı hükümetine karşı protesto gösterileri, Eylül 2022. © CNN

Suriye’de ise baştan beri amaç Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Rusya yanlısı rejiminin kontrol altında tutulmasını sağlamak. Rus silahlı kuvvetlerinin doğrudan askerî müdahalesi Suriye’de daha yaygın çünkü şartlar buna elveriyor. Askerî operasyonlar ile silahlı militanların desteklenmesi, propaganda ve dezenformasyon, diplomasi ve devlet yönetimi, ve politik etki [birbirine geçmiş durumda]https://jmss.org/article/view/73754). Suriye’deki geniş kapsamlı amaç sadece Rusya’nın etkisini Orta Doğu’ya yaymak değil, aynı zamanda bu etkiden yararlanarak Orta Doğu ve Batı ülkeleri arasındaki ilişkilere zarar vermek.

Suriye örneği, Rusya’nın Batı’ya karşı sürdürdüğü hibrit savaşın Avrupa veya Batı ülkelerinin coğrafi sınırlarının çok ötesine geçtiğini açıkça gösteriyor. Bunun bir diğer örneği de Rusya’nın zengin kaynaklara sahip olan Afrika’da Batı’nın kıta üzerindeki etkisini çökertmek amacıyla tasarladığı hibrit savaş. Sahel’de Rusya Batılı güçlerle giderek kötüleşen ilişkilerden yararlandı ve ayak izini genişleterek Batı karşıtı duyguların sürmesini sağladı. Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde Rusya güvenlik yardımı, diplomatik destek ve istihbarat operasyonlarına yardım sağlıyor. Hedeflerinden biri küresel etki oluşturmak, diğeri de Batı’nın çıkarlarını baltalamak. Moskova açısından bu ikisi el ele gidiyor.

Genellikle aktif veya yakın zamandaki bir hibrit tehdidi teşhis etmek zordur. Örneğin, 2015 yılında Fransız yayın kuruluşu TV5 Monde şiddetli bir siber saldırıya maruz kaldığında önce bu olaydan İslam Devleti (IŞİD) militan grubunun sorumlu olduğu düşünüldü. Daha sonra saldırının sürtüşme ve kafa karışıklığı yaratmak için kuruluşun web sitesine ve sosyal medya sayfalarına cihatçı mesajlar gönderen bir Rus hacker grubu tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı.

Rusya’nın 2016 yılındaki ABD seçimlerine müdahalesi konusuna dönecek olursak, bu olayın sonuçları çok geniş kapsamlı oldu. Belirleyici sonuçlardan biri ABD’deki sağcı popülizmin ana akım haline gelmesine katkıda bulunmaktı ki ülke hâlâ bununla uğraşıyor. Sağcı popülizm devlet kurumları için bir meşruiyet krizi yaratarak yönetenlere duyulan güvenin erozyona uğramasına neden olabilir. Son yıllarda sağcı popülizm halkı devlet kurumlarıyla, siyasi ve ekonomik liderlerle ve ana akım medyanın yanı sıra göçmenler gibi bazı azınlık gruplarıyla karşı karşıya getirmekte. Sağcı popülizm ana akım medyaya olan güvenin azalmasına katkıda bulunduğu için, dezenformasyon, hedeflenen devletlerde güvenlik sıkıntıları yaratmakta kullanılabilir. Rusya da politik ve stratejik emellerine ulaşmak için stratejik olarak dezenformasyonu kullanıyor.

Dijital ve sosyal medyanın dezenformasyonun yuvası olduğuna ve Rusya’nın bunu stratejik hesaplarına kattığına değinmeden geçmemek gerek. EUvsDisinfo, Kremlin ile bağlantılı olduğu söylenen, on binlerce dezenformasyon örneğini kapsayan bir veri tabanına sahip. 2021’de bir Facebook raporu, Rusya’nın uluslararası “Koordineli Yapay Davranış” sıralamasında en başta geldiğini açıkladı. 2023 NATO zirvesini engellemeyi amaçlayan çevrimiçi [dezenformasyon] (https://www.politico.eu/article/russia-hackers-targeted-nato-vilnius-summit-graphika/) kampanyası da Rusya’nın düşman addettiği bir aktörü nasıl hedef aldığının isabetli bir örneği. NATO Batı’nın güvenliği açısından çok önemli olduğu için Rusya’nın çevrimiçi dezenformasyon kampanyalarına tekrar tekrar hedef olduğu EUvsDisinfo tarafından belgelendi. Bu tür dezenformasyon sadece uydurmalara değil çarpıtmalara da dayanıyor; NATO’nun 2014 sonrasında Doğu Avrupa’da hazırlıklı olma durumu Rusya’nın Kırım’ı gayrimeşru olarak istila etmesinin doğal bir sonucu olmasına rağmen, Rusya tarafından saldırganlık olarak nitelendirilmesi gibi. Rusya’nın anlatısı sebep ve sonucu tersine çevirmek için metodik bir biçimde çarpıtılmıştı.

Rusya’nın yaydığı çevrimiçi dezenformasyon, devlet destekli kaynaklar ile Moskova yanlısı grupların birlikte hareket ederek iyice abarttıkları yanlış ve yanıltıcı anlatılara dayanıyor. Bu anlatılar çeşitli dillerde dünyanın her tarafına yayılıyor. Yayılan dezenformasyon bazen son derede etkili oluyor. Örneğin, Sırbistan’ın Batı Avrupa ile güçlü politik ve ekonomik bağları var, fakat Sırp halkının çoğunluğu ülkelerinin en yakın ortağı ve “en büyük dostu” olarak Rusya’yı görüyor. Bunun temel nedenlerinden biri Sırbistan’ın geleneksel ve dijital medya ortamına hâkim olan RTR ve Sputnik gibi Rus haber kuruluşlarının desteklediği anlatılar. Bu gibi anlatılar Batı Avrupa ve ABD’yi aşağılarken Rusya ve Çin’i övüyor. Rusya destekli dezenformasyon, Batı’nın dışında da benzer sonuçlar vermekte. Afrika ile Batı'nın arasını açmaya yönelik dezenformasyon, kıtada Ukrayna konusunda fikir birliği olmamasına ve destek verilmemesine de katkı yapıyor.

Deliliğin ardındaki metot?

Moskova kendisinin Batı’nın hegemonyasına karşı uzun bir savaş yürüttüğünü düşünüyor. Bu bağlamda Rusya Devlet Başkanı Putin “Batılı elit gruplar” için düşman sözcüğünü kullanıyor. “Batılı elit gruplar” terimi ile tam olarak ne kastettiğini ise hiç açıklamıyor - belki siyasi menfaatleri açısından. Ancak baş düşmanının küresel siyasi ve ekonomik düzenin liderleri olarak ABD ve Avrupalı güçler olduğu gayet açık.

Moskova’nın Batı’ya karşı duyduğu düşmanlık, buzdağının sadece görünen ucu. Büyük stratejiye gelince, Başkan Putin’in liderliğinde Moskova, geçmişte Sovyetler Birliği’nin süper güç olduğu ve uluslararası düzenin kurallarını küresel boyutta belirleyebildiği güçler dengesine geri dönmeyi arzuluyor. Ancak Moskova özgürlük ve demokrasi gibi değerlere büyük önem atfeden uluslararası siyasi düzende yapısal olarak pek yer bulamayacağının farkında - bunlar zaten Rusya’da son derece kısıtlı olan değerler. Dolayısıyla Rusya’nın küresel siyaset ve ekonomide üstünlüğünü (yeniden) tesis edebilmesi için uluslararası düzenin yeniden tanımlanması gerekiyor. Eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yevgeny Primakov’un adıyla anılan Primakov Doktrininde bu fikir gayet açık. Primakov Doktrini, küresel düzenin tek bir güç veya kutup ile tanımlanamaması için Rusya’nın çok kutuplu bir dünya kurmayı amaçlamasını öneriyor. Moskova’nın dünyada Batı’nın gücü ve Batı’nın etkisi olarak gördüğü şeyi baltalamayı amaçlaması da bu nedenden.

Rusya’nın önündeki en önemli engel bu büyük hedefe ulaşabilecek sert güce ve ekonomik nüfuza sahip olmaması. Belki Kremlin hibrit savaş araç ve gereçleriyle bu sorunu çözmenin bir yolunu bulabileceğine inanıyordur. Fikir iki taraflı: askerî ve askerî olmayan araçların entegrasyonu ile Rusya’nın güç yeteneklerinin pekiştirilmesi, ve Batılı güçlerin dâhili hassasiyetlerinin istismar edilmesi ve daha da kötüleştirilmesi. Rusya’nın hedefi gayet açık: Rusya ile Batılı güçler arasındaki güç asimetrisini ortadan kaldırarak onlara karşı zafer

Ukrayna’nın güneyindeki liman şehri Mariupol’de Rus yanlısı birliklerden oluşan zırhlı bir konvoy. 21 Nisan 2022. ©Chingis Kondarov / Reuters
)

Ukrayna’nın güneyindeki liman şehri Mariupol’de Rus yanlısı birliklerden oluşan zırhlı bir konvoy. 21 Nisan 2022.
©Chingis Kondarov / Reuters

Rusya son yıllarda agresif bir hibrit savaş yürütüyor olsa da Batılı güçleri yenmesi şimdilik imkânsız görünüyor. Bunun nedeni, Rusya’nın sınırlı askerî ve ekonomik yetenekleri göz önüne alındığında, Batılı güçlerle Moskova arasındaki güç asimetrisini azaltabilmesi fakat tamamen ortadan kaldıramamasıdır. Ayrıca Batılı güçler Ukrayna’nın işgalinden sonra dirençliliklerini arttırmaya çalışırlarken, Rusya istikrarsız görünüyor. Bu, Rusya’nın Batı’ya karşı giriştiği hibrit savaşın başarısız olduğunu mu gösteriyor? Belki tam olarak değil. Rusya temel amaçlarının bazılarına ulaşmayı başardı - özellikle de küresel ölçekte Batı’nın stratejik etkisini ve siyasi gücünü zayıflatarak. Batı’nın etkisinin azalması pahasına Rusya’nın Orta Doğu ve Afrika'da yayılan ayak izi bunun bir örneğidir. Rusya'nın hibrit savaşı aynı zamanda Batılı ülkelerin kendi içlerinde ve aralarında siyasi kutuplaşmanın derinleşmesine de katkıda bulundu. Bu durum endişe verici.

Şimdi Batılı güçlerin yapmaları gereken şey, Rusya’nın hibrit savaşının tüm bileşenlerinin titizlikle üstesinden gelebilmek için ortak çabalar sürdürmek. Bu sadece Rusya’nın Batı’nın güvenliğini tehlikeye atma biçiminden dolayı gerekli olduğu için değil, aynı zamanda gelecekte Çin’in hassasiyetleri sömürme olasılığına karşı hazırlık olarak yapılmalıdır.

Sonuç

Modern savaşların temel unsurlarının değişmesiyle birlikte çatışmalar da doğrudan fiziki güç kullanımından daha fazlası haline geliyor, giderek daha karmaşık bir karışım sergiliyorlar. Bu da Rusya için kendisinin stratejik hesapları ve zorunlulukları açısından çok şey ifade ediyor. Dünyadaki hemen hemen tüm ülkeler gibi Moskova da daha yenilikçi bir şekilde kullanılan askerî araç ve gereçlerini kinetik olmayan araçları da içerecek şekilde geliştirmesi, genişletmesi ve çeşitlendirmesi gerektiğinin farkında – Rusya’nın durumunda bu araçlar dezenformasyon ve ekonomik araçları da içeriyor.

Moskova’nın agresif amaçları göz önüne alındığında, Rusya için hibrit savaş yalnızca çekici değil, aynı zamanda Rusya’nın Batı karşısındaki bariz güç asimetrisinden kaynaklanan stratejik bir zorunluluk. Rusya’nın askerî bütçesi ve teknolojisinin yanı sıra ekonomisinin çapı ve çeşitliliği de Batılı güçlerin çok geniş kapsamlı yetenekleri ile mukayese bile edilemez. Hibrit savaş, Moskova’nın düşman olarak gördüğü rakiplerle yüzleşmek için bu güç dengesizliğini - ortadan kaldıramasa bile - azaltmasına olanak sağlıyor.

Rusya’nın Batılı ülkelere karşı yürüttüğü hibrit savaşta kullandığı temel araçlar arasında enerjinin siyasallaştırılması/silah olarak kullanılması, devlet dışı aktörlerin ve kaynağı belli olmayan kuvvetlerin kullanılması, Rusya taraftarı ve Rusya eğilimli aktörlerin desteklenmesi, dezenformasyonun yaygın bir şekilde kullanılması ve seçimlere müdahale edilmesi yer alıyor. Bunlar sistemli bir şekilde senkronize edilmiş durumda.

Rusya’nın hibrit savaşının Batı’ya karşı büyük hedeflerine ulaşmasını ne ölçüde sağlayacağını zaman gösterecek. Bugüne kadar Rusya Batı’nın güvenliğini bir dereceye kadar zayıflattı, fakat Batılı güçlerin siyaset, ekonomi ve kültürü küresel düzeyde demokratik olarak şekillendirmesini kesinlikle engelleyemedi. Bununla beraber Rusya’nın sınırlı askerî ve ekonomik kapasitesi düşünülürse, hibrit taktikleri olduğundan “daha büyük” davranmasına imkân verdi. Batılı devletler bunun farkında olmalı ve Rusya’nın stratejilerine kararlılıkla mukabele edebilmek için hep birlikte iyi hazırlanmış bir plan konusunu düşünmeliler.