Bu yaz NATO’nun 2003 yılında Afganistan’da başlayan ve Ağustos 2021’de Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti’nin dağılması ve Taliban’ın tekrar iktidara gelmesi üzerine sona eren angajmanının 20. yıldönümüdür.

Afganistan’ın istikrara kavuşturulmasını ve teröristler için güvenli bir barınak olmaktan çıkarılmasını amaçlayan bu girişim, dünya üzerinde 50 NATO ve NATO üyesi olmayan ülkenin asker ve diğer kaynak taahhüdünü bir araya getiren ve gerek kapsam gerek amaç açısından olağanüstü bir girişimdir. Bu girişimin önünde birçok engeller vardı: iç çatışmalarla dolu 30 yılın bıraktığı sorunlu miras; 1973’te krallığın sona ermesini takip eden istila; sık sık yapılan asker rotasyonlarına bağlı karmaşık bölgesel dinamikler ve sorunlar; güvenlik, yönetişim ve gelişme konularındaki sivil-asker işbirliğinin sorunları gibi.

Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’ne (ISAF) bağlı İspanyol ve Amerikan birlikleri Bala Murgab İleri Operasyon üssünden bir CH-47  helikopterine biniyorlar, 28 Eylül 2008. ©DVIDS aracılığıyla ISAF Halkla İlişkiler.
)

Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’ne (ISAF) bağlı İspanyol ve Amerikan birlikleri Bala Murgab İleri Operasyon üssünden bir CH-47 helikopterine biniyorlar, 28 Eylül 2008. ©DVIDS aracılığıyla ISAF Halkla İlişkiler.

Bu makale NATO’nun Afganistan’daki angajmanının hedefleri ve başarılarını daha ayrıntılı bir şekilde ele alıyor ve angajmanın planlama ve uygulaması sırasındaki mevcut şartlar ve kısıtlamalara bir planlamacı gözüyle bakıyor. Aşağıdaki politika rehberi ve planlama ile ilgili kayıtlar, NATO’nun uluslararası müdahalelere yol gösterecek ilkeler ve uygulamalar konusunda herhangi bir ihmali olmadığını, tam tersine, bunlara ısrarla ve kararlılıkla sadık kaldığını gösteriyor – özellikle tüm Afgan halkının bu girişime müdahil olması, yerel mülkiyet ve Afganistan’ın komşularıyla bölgesel işbirliğinde bulunması konularında.

NATO’nun Afganistan konusunda gelişmekte olan planlama çerçeve

NATO, 11 Eylül 2001’de Amerika Birleşik Devletlerine yöneltilen terörist saldırıların yarattığı olağanüstü şartlar sonrasında, Ağustos 2003 tarihinde [Uluslararası Güvenlik Yardım Gücünün (ISAF)] (https://www.nato.int/docu/review/articles/2003/06/01/the-road-to-kabul/index.html) komutanlığını üstlendi. Bu saldırıların planlaması Afganistan toprakları içinde yapılmıştı. Bu durum karşısında Müttefikler, bu saldırının tüm müttefiklere karşı yapıldığı konusunda oybirliği ile hareket ederek NATO tarihinde ilk kez Kuzey Atlantik Antlaşmasının [5.Maddesini] (https://www.nato.int/docu/review/articles/2006/06/01/invoking-article-5/index.html) uygulamaya koydular.

2003-2006 yılları arasında Müttefikler ayaklanmaların tahminlerinden daha kapasiteli ve dirençli olacağını bilemezlerdi. Bunun nedeni de NATO’nun ülke içinde ve bölgedeki dinamikler üzerinde sınırlı bir etkisi olmasının yanı sıra Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümetinin de kısıtlı bir kapasiteye sahip olması ve kontrolü ele almakta pek de istekli olmamasıydı.

NATO, ISAF'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yetkisi altında Afganistan'da güvenli bir ortam oluşturulmasına yardımcı olma taahhüdünün getireceği zorlukları daha planlamanın başından beri biliyordu. Örneğin, ISAF Ağustos 2003 – Ekim 2006 yılları arasında yavaş yavaş uluslararası kuvvetlerin ülke çapında komutasını alırken bunun Müttefiklerce ve ISAF birliklerine asker veren ülkelerce daha fazla taahhüde girmeleri – siyasi kararlılık, kuvvet takviyesi ve mali kaynaklar gibi – demek olduğunun bilincindeydi. Bu iddialı hedef aynı zamanda NATO’nun angajmanını geniş bir görev yelpazesi çapında gerçekleştirmek ve ISAF’a kaynak veya asker açısından katkıda bulunmak istediklerini belirten ve sayıları giderek artan NATO üyesi olmayan ülkelere erişmek için daha uzun vadeli bir vizyon geliştirmesini zorunlu kılıyordu. Eski Yugoslavya’daki savaşların sona erdirilmesine yardım ederken kazandığı deneyimler bir toplu savunma ittifakı olan NATO’yu güvenlik yardımı koalisyonunun merkezine oturttu.

2003-2006 yılları arasında Müttefikler ayaklanmaların tahminlerinden daha kapasiteli ve dirençli olacağını bilemezlerdi. Bunun nedeni de NATO’nun ülke içindeki ve bölgedeki dinamikler – yaygın kötü yönetişim ve bölge içindeki güvenli barınakların kullanılmasından kaynaklanan şikâyetler de dâhil – üzerinde sınırlı bir etkisi olmasının yanı sıra Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümetinin de kısıtlı bir kapasiteye sahip olması ve kontrolü ele almakta pek de istekli olmamasıydı. NATO, süregelen bu soruna rağmen rotasından şaşmadı, stratejik planlamasının kapsamını genişletti ve angajmanını daha derinleştirdi. Bu yöndeki çalışmaları başta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği olmak üzere bir dizi aktörle yakın koordinasyon içinde Afgan Ulusal Ordusunun eğitilmesini, yeni oluşmakta olan Afgan Ulusal Polisine rehberlik edilmesine yardımcı olmayı ve daha geniş istikrar ve yeniden inşa çabalarını desteklemeyi içeriyordu.

Forge Görev Gücünden iki danışman 8 Mart 2017'de Afganistan'ın Helmand Vilayetindeki Bölgesel Askerȋ Eğitim Merkezinde yapılan güvenlik operasyonları eğitimi sırasında bir odanın nasıl güvenli hale getirileceğini gösterdi. Forge Görev Gücü NATO Kararlı Destek misyonunu destekleyen bir ‘eğit, öner, yardım et’ birliğiydi. © NATO
)

Forge Görev Gücünden iki danışman 8 Mart 2017'de Afganistan'ın Helmand Vilayetindeki Bölgesel Askerȋ Eğitim Merkezinde yapılan güvenlik operasyonları eğitimi sırasında bir odanın nasıl güvenli hale getirileceğini gösterdi. Forge Görev Gücü NATO Kararlı Destek misyonunu destekleyen bir ‘eğit, öner, yardım et’ birliğiydi. © NATO

Müttefikler, bu genişletilmiş taahhüdü yerine getirmek için NATO’un yakın ve uzun dönemdeki hedefleri ve görevlerini belirleyen geniş kapsamlı bir planın gerekli olduğunu kabul ettiler. Bu planın amacı ISAF’ın askerî faaliyetlerini NATO angajmanının diğer boyutlarıyla ve daha geniş uluslararası toplumun faaliyetleriyle daha uyumlu hale getirmeyi amaçlıyordu. Bu doğrultuda, NATO Karargâhı’ndaki planlama çalışmaları daha da güç kazandı ve 2008 baharında Bükreş’te yapılan NATO Zirvesinde [Kapsamlı, Stratejik, Siyasi-Askerî Plan] (https://www.nato.int/docu/update/2008/04-april/e0403g.html) ISAF’a asker gönderen ülkelerin Devlet ve Hükümet başkanlarının da onayıyla kabul edildi.

Bu planın tasarımı Afganistan İslam Cumhuriyeti hükümeti ve diğer paydaşlar ile danışmalar ve işbirliğinin yanı sıra ISAF’a asker gönderen ülkelerin hükümetlerinin ajansları arasındaki koordinasyonun etkileri konusunda “Kapsamlı Yaklaşım” kavramının kurallarına tam olarak uyuyordu. ISAF’ın bu girişimin sadece askerî bölümünden sorumlu olduğunun bilincinde olan NATO, Afgan halkının geleceklerine sahip çıkmalarına yardım etmenin ülkeleri ile ilgili ortak duyguyu yeniden canlandıracak geniş kapsamlı bir yaklaşım gerektireceğinin de farkındaydı. NATO’nun kapsamlı ve tutarlı bir yaklaşımı ve uzun vadeli bir stratejik planı olmadığı ve Müttefiklerin ısrarla bir (askerȋ) devlet inşa etme çabasında oldukları yönündeki iddiaların aksine devlet kurumlarının güçlendirilmesi çalışmaları, Afgan halkının ile kurtarılmış olan ülkeleri ile bağlarını güçlendirmeye yönelik bir amacın sonucuydu.

NATO’nun Afganistan’daki angajmanının daha geniş ve değişken içeriği

Ayrıca, NATO, daha Afganistan’daki angajmanının başında ISAF’ın güney ve doğu Afganistan’da – eski Peştun toprakları ve Taliban’ın Afganistan-Pakistan sınırı boyunca uzanan kaleleri – güvenli bir ortam yaratılmasına yardımcı olmaktaki başarısının Peştunları Afgan İslam Cumhuriyeti’ne destek vermeleri için bir araya getirmekteki başarısına bağlı olduğunu biliyordu. Bu aynı zamanda Taliban'ın batı Pakistan'daki aşiret topraklarını bir isyan durumunda arka bölge olarak kullanmasını önlemek için Pakistan ile birlikte çalışmamızı gerektiriyordu. Bu amaçlar doğrultusunda NATO, Kandahar Vilayetini hem ISAF operasyonlarının hem de kendisinin istikrar ve yeniden yapılandırma çalışmalarının ağırlık merkezi haline getirdi. Ayrıca, Afganistan ve Pakistan arasındaki diyaloğu kolaylaştırmak amacıyla ABD’yi bu konuşmalara kattı.

Bu girişimde NATO, Afganistan’ın egemenliğine saygı duymanın, halkın sorumluluklarını üstlenmesini teşvik etmenin ve Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümetini kapsayıcı politikalar uygulamaya özendirmenin öneminin farkındaydı. Bu hedefler, yaygın yolsuzluk ve çeşitli etnik gruplar arasında ve vilayetler ile Kabil arasında oynanan karmaşık ve çoğu zaman belirsiz kabile dinamiklerinin yanı sıra, Afganistan'ın komşuları arasında barış ve refah içinde bir Afganistan umudunu değerli bir ortak dava haline getirecek erdemli bir bölgesel dinamiğin olmadığı bir ortamda yaşandı.

17 Mart 2010 günü bir araçtaki Afgan Ulusal Polisleri, 18. Askerî Polis bölüğünden gelen Amerikan askerlerinden oluşan devriye grubunu Afganistan’ın Logar Vilayetinin Puli-Alem şehrindeki Woluswali Kolangar köyüne götürüyor. Bu devriyenin amacı köyde varlığını göstermek ve güvenliği korumaktı. ©ABD Ordusu
)

17 Mart 2010 günü bir araçtaki Afgan Ulusal Polisleri, 18. Askerî Polis bölüğünden gelen Amerikan askerlerinden oluşan devriye grubunu Afganistan’ın Logar Vilayetinin Puli-Alem şehrindeki Woluswali Kolangar köyüne götürüyor. Bu devriyenin amacı köyde varlığını göstermek ve güvenliği korumaktı. ©ABD Ordusu

NATO, aynı zamanda, Afganistan’daki angajmanının etkisini ciddi ölçüde kısıtlayan dört şartla başa çıkmak zorundaydı:

    1. 1979 ile 1989 arasındaki on yıllık Sovyet askerî istilası da dâhil, 1973’ten başlayarak otuz yıl süren ve Afganistan’ı harap edip nüfusunu darmadağın eden iç çatışmaların bıraktığı sorunlu miras. Etnik gruplar arasındaki düşmanlıklar ve savaş ağaları arasındaki rekabetin körüklediği şiddet, uyuşturucu kaçakçılığı ve yolsuzluk, yaygın hale geldi ve genel nüfusu, özellikle de kadın ve çocukları yıkıcı bir ihmal ve çaresizlik içinde bıraktı. Ne kadar iyi niyetle yapılmış olursa olsun, hiçbir uluslararası yardım ve destek kolayca bu mirasın üstesinden gelemezdi;
    1. Kapsayıcı politikalar yerine çoğunlukla karşılıklı düşmanlık ve sıfır toplamlı hesapların hâkim olduğu ve Afganistan’ın genellikle yetersiz kaldığı karmaşık bölgesel dinamikler;
    1. NATO’nun karmaşık bir coğrafyaya, ilkel bir iletişim altyapısına ve yaz ve kış aylarında aşırı iklim şartlarına sahip büyük bir ülkede konuşlandırılmış 50 kadar ülkeden gelen birliklerin düzenli rotasyonu ve lojistik desteğinin komutası ve koordinasyonu konusundaki askerî yükümlülüğü; ve
    1. Asker gönderen büyük ve küçük tüm ulusların görev yorgunluğunun olumsuz etkilerine rağmen taahhütlerini sürdürmelerinin siyasi zorlukları; siyasi destek ve kamuoyunun desteğindeki dalgalanmalar; ve diğer uluslararası misyonların sınırlı kaynaklar üzerinde birbirleriyle yarışan talepleri.

ISAF’ın asker sayısı 2003’te 5,000 iken 2011’de 130,000’e çıkmıştı. Bu kuvvet Talibanı kontrol altında tutmaya yeterli olsa da onları geri dönüşü olmayacak şekilde yenilgiye uğratmaya ve tekrar güçlenmelerini önlemeye yeterli değildi. Peştun nüfusun büyük bir kısmının desteği olmadıkça kapsamlı, demokratik ve kendi kendine yetebilecek bir Afganistan hedefi erişilebilir bir hedef değildi. Afgan nüfusunun yüzde 40’ını oluşturan [Peştunlar] (https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/00396338.2021.1930403)Taliban vasıtasıyla isteklerini diğer Afganlara dayatabilecek kadar güçlüydüler ve dayanışma içindeydiler.

Peştun nüfusun büyük bir kısmının desteği olmadıkça kapsamlı, demokratik ve kendi kendine yetebilecek bir Afganistan hedefi erişilebilir bir hedef değildi. Afgan nüfusunun yüzde 40’ını oluşturan Peştunlar, Taliban vasıtasıyla isteklerini diğer Afganlara dayatabilecek kadar güçlüydüler ve dayanışma içindeydiler.

Daha tutarlı politikalar ve daha doğru ayarlanmış yetenekler büyük olasılıkla çok büyük bir fark yaratabilirdi. ISAF’ın dayanma gücü askerlerin, mentorların ve komutanların çok sık rotasyonundan dolayı zorlanıyordu. Bu uygulama yerel dinamikler ve ihtiyaçlar konusundaki farkındalığı zayıflattı, istikrar ve yeniden yapılanma çalışmalarının kesintiye uğramasına ve Afgan askerleriyle gelişmesi gereken ortaklıkların bozulmasına neden oldu. Zayıf merkezî ve vilayetlere ait kurumlar uluslararası aktörlerin ve bağışçıların sık sık örtüşen programlarından bunaldılar. Kapsamlı Yaklaşım iyi sonuç vermedi. Afganistan deneyiminin gösterdiği gibi kapasite geliştirme, kapsamlı istikrar ve yeniden yapılanma çabalarının yerel ölçekte benimsenmesi birçok bölgede bir sorun olarak kalacak.

Afgan çocuklarına koruyucu sağlık konusunda bilgi verildi. Küçük bir kıza ellerini nasıl yıkayacağı öğretildi. Fotoğrafı çeken: Birlik Lideri Dee Taylor, MOD/Crown Copyright 2010
)

Afgan çocuklarına koruyucu sağlık konusunda bilgi verildi. Küçük bir kıza ellerini nasıl yıkayacağı öğretildi. Fotoğrafı çeken: Birlik Lideri Dee Taylor, MOD/Crown Copyright 2010

Büyük olasılıkla, erdemli bir bölgesel dinamik, Peştunları Taliban yönetiminin mirasını geride bırakmaya teşvik ederek Afganistan’ın parçalanmış siyasetinin toparlanmasına yardımcı olabilirdi. “İçerden dışarıya” yaklaşımına alternatif olarak bunun gibi bir “dışarıdan içeriye” dinamik daha yararlı olup Taliban yönetiminin trajik dönüşünü önleyebilir miydi sorusu NATO’nun hiçbir zaman denemek ve gerçekleştirmeye çalışmak zorunda kalmadığı bir soru. Ancak bu [hipotez] (https://carnegieendowment.org/files/afghan_policy.pdf) gelecek için bir rehber ve garanti olarak üzerinde düşünülmeye değer.

Her ihtimale karşı öğrenmek ve hazırlıklı olmak

Yukarıdaki analiz şunu açıkça ortaya koyuyor: Afganistan’daki son derece zor miras ve sorunlu angajman ortamında NATO mümkün olan her yerde ilgili planlama araçlarının yanı sıra kapsayıcılık, yerel mülkiyet, ve bölgesel işbirliğinin en iyi uygulamalarını yerleştirmeyi başardı. Bu konudaki temiz sicili şüphe götürmez fakat sonuç yine de hayal kırıcı. Sonuçta uluslararası toplum Afganistan’ın kendi kendine yeter hale gelerek Taliban’ın iktidara gelmesini önleyemedi.

NATO’nun 18 yıllık angajmanı boyunca Afganistan bir daha terörizmin barınağı ve çok sayıda kayba yol açan terörist saldırılarının üreme alanı olmadı.

Ancak, NATO’nun 18 yıllık angajmanı boyunca Afganistan bir daha terörizmin barınağı ve çok sayıda kayba yol açan terörist saldırılarının üreme alanı olarak kullanılmadı. Ayrıca ISAF askerlerinin Afgan halkına bıraktıkları özen ve iyilik mirası ve Afganistan’ı gelecek nesiller için daha iyi bir yer yapma taahhütleri, tarihten ve Afganların zihinlerinden ve kalplerinden silinemez. NATO Genel Karargâhında bir planlamacı olarak, çok önemli bir davayı destekleyerek NATO’nun Afganistan’daki angajmanının etkili olmasını sağlamak, mesleki açıdan benim Kuzey Yıldızım oldu. Taliban’ın dönüşü ise hâlâ kişisel bir yaradır.

İleriye dönük olarak, tüm tonlarıyla bu karışık miras, NATO ve Müttefiklerinin BM yetkisi altında yürüttükleri misyonların zorlukları ve sonuçları konusunda daha derinlemesine düşünmelerine yardımcı olacaktır. Bu misyonlar uluslararası barış ve güvenliği koruma, çatışmaları engelleme veya savaşlara son verme, ve bu tür görevlere daha iyi hazırlanma gibi amaçlarla yapılıyordu. Temmuz 2022’de Madrid’de yapılan NATO Zirvesinde Müttefik Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından kabul edilen yeni [Stratejik Kavramda] (https://www.nato.int/nato_static_fl2014/assets/pdf/2022/6/pdf/290622-strategic-concept.pdf) teyit edildiği gibi, NATO’nun kriz yönetimi ve işbirliğine dayalı güvenlik amaçları ve uygulamaları konusundaki taahhüdü aynen sürmektedir.