NATO, 2004 yılında İstanbul İşbirliği Girişimi’ni (İİG) başlatarak Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ile daha yakın ilişkiler kurma yönünde kararlı bir adım attı. İİG işbirliğinin gelişmesine ve ortak anlayışın derinleşmesine yardımcı oldu.
2001 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne yöneltilen terörist saldırıları takiben Müttefikler, NATO tarihinde ilk kez, Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 5. Maddesini yürürlüğe koymaya oy birliğiyle karar verdiler. Bu Madde üyelerinden birine yöneltilecek bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceğini belirtir. İttifak ABD semalarındaki devriye görevine yardımcı olmak üzere yedi NATO AWACS radar uçağı konuşlandırdı ve Akdeniz’de bir deniz güvenliği operasyonu başlattı. Aynı zamanda birçok ülke de El Kaide’yi hedef alan Enduring Freedom operasyonunu başlattı. Bu operasyon Afganistan’daki Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’ne ve daha sonra da Kararlı Destek Misyonu’na destek vermiştir.
Bu adımlar NATO’nun Körfez ülkeleriyle olan ilişkilerinde bir değişikliğe de işaret etmektedir. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri doğal olarak bu çabalarda yer aldı. Bahreyn, özel güvenlik kuvvetlerinin bazı üyelerini Afganistan’da konuşlandırdı. Kuveyt, operasyona katılan tüm kuvvetler için üs kullanımı ve üst geçiş izni verdi. Katar, Al Udeid Hava Üssünü Müttefiklerin kullanımına açtı. Birleşik Arap Emirlikleri özel birlikler verdiler ve Al Minhad Hava Üssünün destek merkezi olarak kullanılmasına izin verdiler. Bu ülkelerden gelen somut, hızlı ve güçlü destek, istikrarı güçlendirecek uyumlu çabaların yapılmasını mümkün kıldı.

Katar, Al Udeid Hava Üssünü Müttefiklerin kullanımına açtı. Fotoğraf: Bir US B-52 Stratofortress Bomber ©YouTube
Ortaklıklara resmiyet kazandırmak
2004’te İstanbul’da yapılan NATO zirvesi Orta Doğu’daki angajmanlarda yeni bir dönem başlattı. Müttefikler, Arap Yarımadasındaki ülkelerle birlikte çalışmanın önemini ve güvenliğimizin doğal olarak birbirine bağlı olduğunu uzun zaman önce anlamışlardı. İstanbul Zirvesinde Müttefik liderler Bahreyn, Kuveyt, Oman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) İstanbul İşbirliği Girişimi çerçevesinde NATO ile ortaklıklar kurmaya resmen davet ettiler.
Müttefik liderlerin bildirileri şöyle demektedir: “Bu girişim NATO tarafından Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri başta olmak üzere, bölgedeki ilgili ülkelere aralarında karşılıklı yarar sağlayacak ikili ilişkiler geliştirmeleri ve dolayısıyla güvenlik ve istikrarı güçlendirmeleri için getirilmiş bir öneridir.” Liderler, İİG’nin, on yılını doldurmuş olan Akdeniz Diyaloğu’nun (NATO’nun Akdeniz’in güney ucunda ve çevresindeki yedi ülke ile olan ortaklık çerçevesi) yanı sıra, “ilgili ülkeler ile beraberlik ruhu içinde gelişecektir ve sürekli danışmalar ve faal angajman bu girişimin başarısı için şarttır” dediler.
O günden beri NATO ve bu ülkeler arasındaki ilişkiler sadece pratik ortaklık olmaktan çıkıp stratejik ortaklığa dönüşmüştür. Girişim de artık operasyonel bir işbirliği olmanın yanı sıra karşılıklı anlayışı güçlendirecek giderek derinleşen bir siyasi diyalog ve kamu diplomasisi haline gelmiştir. Altı KİK ülkesinden dördü – Kuveyt 2004’te, Bahreyn, Katar ve BAE 2005’te – resmen üye oldular. Oman ve Suudi Arabistan katılmaktan kaçınmakla beraber davetli statülerini elde tuttular ve her vakayı ayrı ayrı değerlendirerek NATO ile işbirliği yaptılar.
Bu ortaklık anlaşmaları İİG ülkelerinin her birine NATO’nun Ortaklık İşbirliği Menüsü’ne – NATO’nun ortak ülkeler ağına sunduğu geniş kapsamlı eğitim, öğretim ve danışma fırsatları — erişim hakkı vermektedir. İİG ülkeleri o zamandan beri Brüksel’de NATO diplomatik temsilcilikleri açmışlar ve Mons Belçika’daki NATO [Müttefik Harekat Komutanlığı’na] (https://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_52091.htm) (Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargahı veya SHAPE olarak da bilinir) akredite askeri temsilciler göndermişlerdir. .
İİG, dışa açılmada proaktif bir yaklaşımla NATO büyükelçilerini Bahreyn, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki konferanslara davet etmiştir. NATO ülkeleri ve İİG ülkelerinden gelen büyükelçilerin ortak endişe konularını tartışmak üzere bir araya gelmesi, bu girişime çok taraflı bir boyut kazandırmıştır.
Merkez kuruluyor
Müttefikler, Genel Sekreter Jens Stoltenberg “NATO’nun Körfezde’ki yeni evi” sözcüklerini kullanmadan çok önce, Kuveyt’in bir “NATO-İİG Bölge Merkezi’ne ev sahipliği yapma teklifini muazzam potansiyeli olan bir teklif olarak görmüşlerdi. NATO’nun Mayıs 2012’de Chicago’da yapılan zirve toplantısında Müttefikler böyle bir merkezin kuruluşuna “İstanbul İşbirliği Girişimi içinde siyasi diyalog ve pratik işbirliğini güçlendirmekte” ve “ortak güvenlik endişelerini daha iyi anlamakta ve sorunları nasıl hep birlikte ele alacağımızı tartışmakta bizlere yardımcı olacak” sözleriyle onay verdiler.
Beş yıl sonra NATO ve Kuveyt arasında imzalanan anlaşma ile Merkez resmen kapılarını açmış oldu. Küçük fakat işine son derece bağlı çokuluslu bir tim anlaşmanın hedefi – NATO, KİK ve üye ülkelerine açık olan kurslar ve etkinlikler vasıtasıyla işbirliğini güçlendirmek – doğrultusunda çalışmalarına başladı. Bu anlaşma Müttefik liderlerin 2012’de Şikago’da hayal ettikleri “İİG’deki ortaklarımızı NATO ile ortaklığın getirmiş olduğu fırsatlardan yararlanmakta proaktif olmaya teşvik eden” ve “İİG’ye yeni üyeleri almaya açık olan” tabloyu tabloyu hayata geçirdi.

2017’de Kuveyt’te açılan NATO-İİG Bölge Merkezi’ni küçük bir çokuluslu tim idare ediyor. Merkez NATO, İİG ve üyelerine kurslar ve etkinlikler sunuyor. © NATO
Merkez enerji güvenliği, siber savunma, deniz güvenliği, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer savunma ve kriz yönetimi gibi önemli bilgilerin iki yönlü olarak paylaşılabileceği stratejik çıkar alanları üzerinde odaklanır. İİG ve NATO pratik ve çokuluslu niteliği olan işbirliği için ilk kez daimi bir bölge merkezine sahip oldu. NATO-İİG Bölge Merkezi 2017’de açılışından beri denetimlerini paylaşmak ve daha yakın bağlar ve ortak bir anlayış geliştirmek amacıyla NATO ve İİG ülkelerinden gelen 1000’den fazla görevli, uzman ve pratisyene ev sahipliği yaptı.
İşbirliğinin yoğunlaştırılması
NATO müttefikleri ve İstanbul İşbirliği Girişimi ortakları 15-16 Aralık 2019’da Kuveyt’teki NATO-İİG Bölge Merkezi’nde bir Kuzey Atlantik Konseyi (NATO’nun temel politik karar organı)toplantısı düzenleyerek İİG’nin 15. yıldönümünü kutladılar.
Bu kutlamanın yapılması için pek çok sebep vardır. NATO ve Körfez ortakları arasındaki düzenli etkileşim, geleceğe dönük kuvvetli bir temel oluşturmuştur. İİG ülkeleri artık NATO’nun sunduğu eğitim ve öğretim fırsatlarından tam anlamıyla yarar sağlayabilmeleri için gereken araçlara sahiptirler. Bireysel ortaklıklar ve işbirliği programları oluşturmuşlar, istihbarat paylaşımı ve sınır geçişleri konusunda anlaşmalar imzalamışlardır. Ortaklar ayrıca yerel uzmanlık ve kapasite artışının temel taşı olan NATO standart ve programlarına erişim kazanmışlardır.
Ortaklık iki yönlüdür ve karşılıklı olarak yararlıdır. Kuveyt’in NATO Savunma Koleji’ne gönderdiği subay/askerî görevli, okulun eğitim kadrosunun ayrılmaz parçası olmuştur. Katar ve BAE’nın ortaklık statüleri 2011 yılında Libya’da NATO önderliğinde yapılan United Protector Operasyonuna askerî personel ve uçaklarla katılmalarına olanak sağlamıştır. NATO ve İİG ülkeleri Birleşik Deniz Kuvvetleri’nde korsanlıkla mücadele ve Körfez’de deniz güvenliğini koruma görevlerinde birlikte çalışmışlardır. En önemlisi de, bu karşılıklı güven ortamı ilişkilere zemin teşkil etmiş, operasyonlar, silahların yayılmasını önleme çalışmaları ve savunma ve güvenlik sektöründe kurumlar oluşturma ve reform gibi alanlarda mükemmel bir fırsat olmuştur.

16 Aralık 2019 günü Kuzey Atlantik Konseyi Büyükelçileri Kuveyt’in ülkeyle aynı adı taşıyan başkenti Kuveyt şehrinde İstanbul İşbirliği Girişimi ortaklarıyla buluşarak İİG’nin 15. kuruluş yılını kutladılar. Toplantıya Oman, Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi temsilcileri de katıldılar. ©NATO
Birlikte daha güçlü
Stratejik ortam uyarlanma ve işbirliği gerektirdiği durumlarda NATO ve Körfez ülkeleri birlikte çalışıp hizmet verdiler — Örneğin 1990’da Irak’ın Kuveyt’i istilası sırasında. 2001’den beri çeşitli terör faaliyetleri Körfez ve NATO şehir ve toplumlarını hedef almaya devam etmekte, toplumlarımızın yüreğini parçalamaktadır. Bu trajik saldırıların kurbanları insanlığımızın bir parçasıdır. Nitekim Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Al-Sabah, 26 Haziran 2015’te DEAŞ’ın Şiilere ait bir camiye yaptığı trajik saldırının kurbanlarından “onlar benim çocuklarım” diye bahsetmiştir.
Tüm Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri, NATO Müttefikleri, ve bizzat NATO’nun kendisi ABD öncülüğündeki DEAŞ’a Karşı Küresel Koalisyon’un parçalarıdır. Kuveyt’te İİG 15. yılı münasebetiyle yapılan etkinlikte konuşan NATO Genel Sekreteri, “Koalisyonun kaydettiği önemli ilerlemelere rağmen DEAŞ’ın hâlâ bir tehdit unsuru olmaya devam ettiğini ve hem bu bölgede hem de dünyanın her tarafında terörist saldırılarına devam ettiğini” vurguladı.
NATO ve diğer çok taraflı örgüt ve çerçevelerin istikrarsızlığı ve şiddeti önlemek için aralarındaki bağları derinleştirmek ve işbirliği yapmak konusundaki görevleri bugün her zamankinden daha da fazladır. Bu görevde Müttefikler ve İİG ortakları kesin bir görüşü paylaşmaktadırlar: toplumlarımızın dokusunu koruyabilmek için elini taşın altına koymak, yenilikler yapmak ve her zamankinden de fazla birlikte çalışmak şarttır.
NATO Genel Sekreteri Soltenberg konuşmasında şunları söyledi: “Dünyamız giderek daha öngörülmez bir hale geliyor. Bu belirsizlikle başa çıkmanın en iyi yolu hazırlıklı olmaktır. Bu nedenle kuvvetlerimiz arasındaki bağları ve birlikte çalışabilme kapasitelerini güçlendirmeliyiz. Ayrıca askerî işbirliğinin yanı sıra aramızdaki siyasi danışmaları da yoğunlaştırmalıyız.”