Birleşmiş Milletler, 31 Aralık 2000’de Kadınlar, Barış ve Güvenlik konusundaki 1325 sayılı kararını oybirliği ile kabul etti. Birleşmiş Milletler tarihinde ilk kez kadınların barış ve güvenliğe ilişkin kaygıları Güvenlik Konseyi’nde resmi olarak tartışıldı ve kabul edildi. Daha önce alınan kararlar sivillerin korunması konusuna geniş yer veriyor olmasına rağmen 1325 sayılı karar, silahlı çatışmanın ‘kadınlar üzerindeki orantısız ne benzersiz etkisini’ ele alması ve ‘barış ve güvenlik konusunda kadınların faal unsurları olarak katılımlarına duyulan ihtiyacı’ vurgulamasından ötürü özel bir karardır.
1325 sayılı karar bir dönüm noktasıdır: cinsiyet eşitliği daha önceleri bir gelişim sorunu olarak algılanırken 1325 sayılı karar ile barış ve güvenlik konusu içindeki daimi yerini almıştır. Artık kadınlar çaresiz mağdurlar olarak değil, barış ve güvenliğin faal unsurları olarak görüleceklerdir.
Kadınların sesinin artık barış ve güvenlik konusunu ile bütünleşmiş olduğu şüphe götürmez. Bu olgu bugün silahlı çatışmaların ve sonuçlarının ele alınmasında artık normatif bir uygulama olarak kabul ediliyorsa da 1990’ların sonlarında barış ve güvenlik kavramına devrimci bir yaklaşım olarak görülüyordu.
Bu Kararın kabulünden beri cinsiyet danışmanları ve cinsiyet uzmanlığı uluslararası tüm örgüt yapılarının ayrılmaz bir unsuru haline gelmiştir. NATO ve diğer uluslararası örgütlerde cinsiyet danışmanları çeşitli faaliyetlerde, misyonlarda ve operasyonlarda görevlendiriliyorlar. Planlamada artık bir referans noktası haline gelmiş olan cinsiyet araştırmaları, kapsamlı cevaplar elde edebilmek için cinsiyete göre ayrılmış veri şartını getirmiştir. Kadın erkek eşitliği yaklaşımı tüm doktrin, politika ve fonksiyonlara sistematik olarak entegre edilmektedir.
Ama en önemlisi, bu Karar, temelde, görünmez olanı görünür yapmıştır: çatışmalar ve barış çerçevesindeki kararlara kadınların katılımını engelleyen unsurları ortadan kaldırmış, önlerini açmıştır. 1325 sayılı Karar bir çığır açmıştır zira çatışmanın şeklini ve hikâyesini daha geniş bir görüş açısını, yani barış ve güvenliğe daha incelikli bir yaklaşımı, yansıtacak şekilde değiştirmiştir.
Çatışmanın kadınlar ve erkekler üzerindeki etkilerinin farklılık gösterdiği bilinmektedir. Cinsiyet çatışmaların bir unsurudur; bu nedenle çatışma eyleminde ve çatışmaya verilen tepkide cinsiyetin normları ve değerleri ağırlık kazanır. Araştırmalar uzun süren çatışmaların kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkilerini vurgulamaktadır. Kadınlar çatışma ortamında çeşitli roller üstlendikleri için savaşı ve sonuçlarını çok farklı açılardan deneyimler ve algılarlar. Kadınların savaş deneyimlerinin farkında olmak sonunda barış etrafında kurulan diyalogları yeniden formatlayabilir. Kadınlar, barış ve güvenlik (WPS/KBG) konusu ile ilgili anlatımlar kazanılan bu başarının kilometre taşı olmuştur.
Korunma ve katılım
KBG gündeminin temeli ayrı ama eşit iki kavram üzerine kuruludur: cinsel şiddetten korunma ve kadınların tüm alanlardaki (siyasi, sosyal, askeri ve ekonomik) katılımında görülen artış. Bütünleşmiş ve birbiriyle bağlantılı olan bu kavramlar kadın erkek eşitliğinin ana hatlarını oluşturur.
1325 sayılı Kararın benimsenmesinden beri bazı değişiklikler yaşanmıştır. Bunlar arasında KBG’nin görev yönergesinin kapsamının kadınlarla ilgili yönlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi ve KBG konusunda yedi ilave kararın benimsenmesi de bulunmaktadır.
1325 sayılı Kararın daha geniş ve kapsayıcı yapısına karşın bu ilave yedi karar daha dar yapılı ve hedefe yöneliktir ve üzerinde daha ince rötuşlar yapılmasına ve Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun dikkatine sunulacak belirli noktalar üzerinde odaklanılmasına imkân vermektedir. Bu konular arasında çatışmalarda cinsel şiddete karşı mücadele etmek; küresel göstergeler geliştirerek denetleme ve değerlendirme faaliyetlerini desteklemek; aşırıcılıkta görülen artışı ele almak; ve riskler ve tehditleri tanımlamak amacıyla cinsiyete bağlı erken uyarı göstergelerini kullanmak. Sonuçta ortaya KBG gündeminin eksik değerlendirilmiş ve gözden kaçmış unsurlarını düzenleyen bir kararlar paketi çıkmıştır.
Kararların benimsenmesi çatışmalar sırasında ve sonrasında kadınların haklarını ve kadın erkek eşitliğini tanıtmak, geliştirmek ve desteklemek konusunda daha önceleri verilmiş taahhütlere dayanmaktadır. Kadınlara karşı Ayırımcılığın Önlenmesi konusundaki Komite ve 1995 tarihli Pekin Eylem Platformu kadınların hakları ve ilerlemelerinin temelini oluşturur. 1325 sayılı karar kadın hakları konusundaki tek çalışma değildir; bilâkis bu konuyu topluca ele alan çeşitli çerçevelerin oluşturduğu lâbirentin bir parçasıdır.
Sürdürülebilir barışa ulaşmanın kadınların güvenliği ve eşitliği sağlanmadığı sürece gerçekleşmeyeceğini; herhangi bir toplumda kadınlara karşı sergilenen davranışın bir barometre olduğunu ve bu barometrenin daha başka baskı şekillerinin olabileceği yerleri gösterdiğini; ve kadınların çeşitli yetkilerle donatıldığı toplumların çok daha güvenli ülkeler olduğunu da biliyoruz. Ama bütün bunlara karşın bu kararın kabulünden beri 18 yıl geçmiş olmasına ve çığır açıcı yapısına rağmen önümüzde duran soru şudur: 1325 sayılı Kararın ilkeleri bugün hala önemli mi?
NATO’nun katkıları
İttifak KBS ilkelerini hep NATO’nun temel görevlerinin özünde olan bir unsur olarak görmüştür. İttifak, KBG konusundaki ilk NATO politikasının benimsendiği günden beri bir yandan temel görevlerine olan taahhüdünü korurken bir yandan da cinsiyet ve güvenlik çerçevesini barış ve güvenliğe daha kapsamlı yaklaşımla aynı çizgide tutmuştur.
Politika ve yönlendirme
NATO, [a href=https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_91091.htm?selectedLocale=en]KBG politikası ve yönergesi ile ilgili bir plan sunmuştur; kısa zaman önce de KBG konusundaki NATO/Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi politikasını güncellemiştir. NATO Müttefikleri ve ortaklarının onayladığı bu Politika, NATO’nun KBG konundaki çalışmalarının genel ilkelerinin altını çizmektedir:
- Entegrasyon – kadın erkek eşitliğinin NATO politikalarının ayrılmaz parçası olduğunu garanti etmek;
- Kapsayıcılık – NATO içinde ve ulusal kuvvetlerde kadınların daha yüksek oranlarda temsil edilmesini teşvik etmek;
- Bütünlük – KBG gündeminin hesap verebilme yeteneğini uluslararası çerçeveler doğrultusunda güçlendirilmek. [i/]
Bu politika ve onunla ilgili Eylem Planı İttifak içinde kadın erkek eşitliği konusunda daha hedefe odaklı bir yaklaşımın yolunu açtı. Kadınlar, Barış ve Güvenlik Özel Temsilcisi bürosunun çalışmaları cinsiyet konusunu tüm NATO politikaları ve doktrinine entegre etmek üzerinde odaklanmıştır. Bu çalışmalar ülkeleri kendi silahlı kuvvetlerindeki kadın sayısının azlığı konusunu irdelemeye teşvik ederek NATO operasyonları ve doktrininde kadınların sayısını arttırmayı amaçlamaktadır.
İttifak ayrıca çatışmalarla ilişkili cinsel ve cinsiyete dayanan şiddet konusunda bir yönerge yayınlayarak NATO’nun Stratejik Komutanlıkları için bir rehber geliştirmiştir. Bu rehber KBG’nin normatif çerçevesini çatışmalar sırasında ve sonrasında meydana gelen cinsel şiddet olayları ile mücadele için pratik bir vasıta oluşturmuştur.
uygulanması konusunda bilgiyi arttıracak eğitim ve kapasite oluşturma çalışmalarıyla desteklenmektedir. Kısa süre önce NATO Genel Karargâhı personeli için geliştirilen danışmanlık ve rehberlik programı da güvenlik, savunma, ve KBG arasındaki bağlantılar konusunda farkındalığı arttırmaya başlamıştır.
Kadınlarının sesinin kuvvetlenmesi
Bugünkü küresel tehditler karmaşık ve çok yönlü olup güvenlik ortamını daha önce görülmemiş şekilde zorlaştırmaktadır. Güvenlik ve ekonomik istikrar arasındaki bağlantı zaten kanıtlanmıştır. Siyasal istikrarsızlık kadınların ekonomik kırılganlıklarını daha da pekiştirmektedir. Bu nedenle NATO çatışmalardan en fazla etkilenen kişiler olan kadınların seslerinin duyulması için kadınların sivil topluma katılımını faal olarak teşvik etmeye ve arttırmaya çalışmaktadır.
İttifak çatışma önleme ve kararlılık, güvenlik ve kadınların güçlendirilmesi konusunda çalışan sivil toplum temsilcileri ile sürdürülen diyaloğu tabandan gelen aktivizmden ulusal ve uluslararası politikaya kadar her düzeyde kurumsallaştırmayı amaçlamaktadır.
2016’da Kadınlar, Barış ve Güvenlik üzerine Sivil Toplum Danışma Paneli oluşturuldu. Bu panel bağımsız bir kadın örgütleri koalisyonudur ve dünya çapında eşitsizlik ve çatışmalardan en çok zarar görenleri temsil eder. Panel ayrıca NATO’yu güvenlik konusunda bilinci geliştirmeye ve savunma ve güvenlikle ilgili sorunları ele almakta daha kapsayıcı bir yaklaşım geliştirmeye teşvik etmektedir.
Cinsiyet dengesi
Geçtiğimiz son birkaç yıl içinde KBG kararları arttıkça, cinsiyet dengesi üzerinde çok daha fazla odaklanıldığına ve gerek ulusal kuvvetler içinde, gerekse operasyonlardaki konuşlandırmalarda kadın asker sayısının giderek arttığına şahit olduk.
Bu durum NATO’yu harekâtların etkili olmaları açısından ülkelere kadınları askere alma ve orduda istihdam etmeye daha çok önem vermeleri konusunda çağrıda bulunmaya itti. Kadınlar bugün NATO öncülüğündeki harekât ve misyonlarda konuşlandırılan personelin yüzde on ikisini oluşturuyorlar. NATO kadınların İttifak kuvvetleri ve ulusal kuvvetlere tam olarak katılmalarının önündeki engelleri yıkarak KBG gündemini uygulamayı amaçlamaktadır. Daha da önemlisi, İttifak NATO’nun sivil ve askeri personeli arasında en yüksek profesyonel ve kişisel davranış standartlarının benimsenmesini sağlayarak KBG yönergesi doğrultusunda hesap verme zorunluluğunu yerleştirmeyi hedeflemektedir.
Ancak KBG gündeminin tam anlamıyla uygulanmasını beklerken, bu gündemin etkili olmasını tümüyle cinsiyet dengesine bağlamaktan kaçınmalıyız. Genellikle cinsiyet dengesinin kadın erkek eşitliği yerine geçebileceği ve bu nedenle KBG’nin tüm şartlarını karşıladığı gibi bir varsayım vardır. Sayıların dengelenmesi hoşumuza gider zira genellikle cinsiyet dengesinin ölçülmesi ve dolayısıyla anlaşılması daha kolaydır. Cinsiyet dengesi konusundaki elde edilen sonuçlar gözle görülür. Cinsiyet dengesi uygulanabilir ve başarılabilir. Buna karşılık kadın erkek eşitliğini ana plan ve politikalara yerleştirebilmek ise zordur. İşte bu nedenle KBG çerçevesinde cinsiyet dengesi girişimleri genellikle çok daha fazla destek görür.
Ancak NATO için KBG’nin başarısı sürdürülebilir eylem temeline dayanır; bu temel gözden geçirilmiş revised NATO/Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi’nin KBG konusundaki politikasında ana hatlarıyla açıklanmıştır. Söz konusu eylem, kadınların sayılarını arttırma ve kadın erkek eşitliğini ana plan ve politikalara yerleştirme yaklaşımının parçasıdır. Kadın erkek eşitliği hedefine ancak cinsiyet perspektifi pürüzsüz biçimde tüm NATO görev ve işlevlerine entegre olursa ulaşabiliriz.
Kadın erkek eşitliğinin koruma ve katılım faaliyetlerinde yer almasını sağlamak, KBG yönergesinin başlangıç noktasıdır. Kadın erkek eşitliğinin stratejik ve operasyonel işlevlerin tüm unsurlarına entegre edilmesi topluca alınan kararların şartlarını karşıladığı gibi KBG ilkelerinin hayata geçirilmesinin temelini sağlar.
Hȃlȃ geçerli ve yankıları sürüyor
1325 sayılı Karar çatışmadan doğmuştur. Tüm dünyada sürmekte olan çatışmalar kapsamında Kararın geçerliliği sürmektedir ve verdiği mesaj son derece önemlidir. Çatışmaların toplumları parçalamaya devam ettiği ve kadınların yaşamlarının ve vücutlarının sürekli risk altında olduğu bu dönemde bu karar birçok bakımdan her zamankinden daha fazla ses getirmektedir.
KBG gündemini bu denli geçerli ve giderek daha önemli kılan, kadınların doğrudan karşı karşıya oldukları tehlike ve çatışmaların kadınlar ve kız çocukları, onların yaşamları ve gelecekleri üzerindeki etkisidir. İşte bu nedenledir ki geniş bir bilmecenin çeşitli parçaları olarak algılanması ve uygulanması gerekir. Çatışmanın çeşitli yüzleri, barışın çeşitli maskeleri vardır. Aynı kadın ve erkeklerin çatışmada ve barışın sağlanmasında oynayacak birçok rolleri olduğu gibi.
Bununla beraber, cinsiyete dayanan bakış açıları konusundaki ihtiyaç cinsiyet ve KBG uzmanları için son derece açık olsa da, uygulamanın önünde daima engeller vardır. Uluslararası paydaşlar genellikle silahlı çatışmanın kadınlar üzerindeki farklı etkisini algılayamamaktadırlar ve bu nedenle kadınların barış ve güvenlik konusundaki görüşmelere ciddi katkılarda bulunabilecekleri göz ardı edilmeye devam etmektedir. KBG faaliyetlerinin küresel güvenlik alanında ne kadar önemli olduğu anlaşılamamaktadır.
Geleneksel askerî varlık kavramları her zaman kadınlar için güvenlik anlamına gelmez. Askerî varlığın gerekli olduğu varsayımı kadınların ihtiyaçları konusundaki varsayımlara dayanan sınırlı bir görüş açısıdır. Güvenliğin ne olduğunu fark edebilmek için riskin ne olduğunu belirlemek gerekir. Kadınların risk ve dolayısıyla güvenlik tanımlamasının dışında bırakılması kaçınılmaz olarak barışın tanımlanmasında kadınların marjinalleşmesine yol açacaktır. Kadınlar için barış sadece savaşın olmaması demek değildir – sosyal, ekonomik ve siyasal katılımda kadın erkek eşitliği demektir.
1325 sayılı Karar ve bunu takiben alınan kararlar güvenliği bu şekilde ifade etmiyorsa da, tüm koruma unsurlarının daha bütünsel ve katılımcı olması şarttır. Güvenlik hem erkeklerin hem de kadınların farklı güvenlik ortamlarında karşı karşıya oldukları tehditlerle doğru orantılı olmalıdır. Eğer savaşın erkekleri ve kadınları farklı şekillerde etkilediği konusunda bir fikir birliği varsa, güvenliğin tesisinde de bu farklılıkların aynı şekilde dikkate alınması gerekir.
1325 sayılı Kararın kabulünün üzerinden on sekiz yıl geçmiştir; bu dönemde ilerlemenin yavaş ve sonuçların görülmesi bazen zor olmuş olmakla beraber, değişiklikler olmuştur. Değişiklikler KBG’nin evrensel ilerleme göstergelerini izleme ve değerlendirme sistemlerine bağlı, bilinen kurumsal çerçevesi içinde olmaktadır.
Birleşmiş Milletlerin en son KBG raporunda çeşitli konular vurgulanmaktadır: cinsiyet danışmanlarının barışı koruma ve çatışma alanlarına konuşlanmalarında kaydedilen ilerleme; barış anlaşmalarını imzalayanlar arasında kadınların olması; liderlik düzeyindeki kadınların artışı; cinsiyet bilinci konusundaki eğitim ve kapasite oluşturma çalışmalarında artış; kadın ve kız çocuklarını cinsel şiddetten koruma konusuna ilginin artışı ve şiddet suçu işleyenlerin sorumlu tutulmaları konusunda yasal çerçeveler geliştirilmesi; ve kadının güçlendirilmesinin temel bir hak ve küresel ekonomik büyüme açısından bir gereklilik olduğunun sistematik olarak kabul edilmesi.
Sonunda KBG gündemi bir değişim, bir dönüşüm konusudur – ve her dönüşüm gibi, zor, güçlükle kazanılan, takdir edilmeyen, ama aynı zamanda toplumun ilerlemesi ve toplumların istikrarı açısından son derece gerekli bir konudur.
1325 sayılı Kararın geçerliliği siyasal potansiyelinde yatar. Bu karar güvenlik kavramını değiştiren ve kadın hakları konusunu yeni bir çerçeveye oturtan yasal ve operasyonel bir araçtır - tüm potansiyeline ulaşmak için daha kuvvetli taahhüt ve ilgi gerektiren bir araç.
Kaydedilen sağlıklı ilerlemelere rağmen daha yapacak çok iş vardır. On sekizinci yılında, yedi ilave karar ve binlerce kadının sesi 1325 sayılı Kararın hȃlȃ son derece gerekli olduğunu göstermektedir. Karar KBG’nin mesajının yayılmasının temelini hazırlamıştır. Toplu kararlar bir devrime işaret ediyordu. 1325 sayılı Kararın yirminci yıldönümü yaklaşırken NATO, KBG ile ilgili yorumlarını geliştirmeye ve kuvvetlendirmeye devam edecek, ve böylelikle herkes için kalıcı güvenliğin temelinin oluşturulmasına katkıda bulunacaktır.