Karadeniz’de ve çevresinde neler oluyor ve bunlar NATO’yu nasıl etkiliyor?
Hem önemli bir kavşak hem de doğu-batı ve kuzey-güney koridorlarının kesiştiği bir nokta olması nedeniyle Karadeniz bölgesi Avrupa için büyük önem taşımaktadır. Birçok uzmana göre her kim Karadeniz’i hakimiyeti veya kontrolü altında tutarsa, Avrupa kıtasına, özellikle Balkanlar ve Orta Avrupa’ya kuvvet sevk edebilir; bunun yanı sıra Doğu Akdeniz, Güney Kafkaslar ve Orta Doğu’nun kuzey kısımlarında kolaylıkla nüfuz sahibi olabilir.

Üniformalarından ülke ve rütbeleri belli olamayan Rus özel kuvvet askerleri Simferopol yakınındaki Ukrayna askeri üssünün önünde nöbet tutuyorlar. Bu üs Mart 2014 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’yı yasa dışı ilhakı sırasında kuşatılmıştı. © Sovereign Ukraine
Bu bölgede üç NATO üyesi (Bulgaristan, Romanya ve Türkiye) ve birçok NATO ortak ülkesi bulunduğu için burada oluşacak herhangi bir istikrarsızlık veya düşmanlık İttifak’ı doğrudan etkileyecektir. Temmuz 2016 tarihinde Varşova’da yapılan NATO Zirvesi’nde Rusya’nın eylemleri mercek altına alınmış ve Müttefikler “Rusya’nın son zamanlardaki faaliyetleri ve politikalarının istikrar ve güvenliği azalttığı, belirsizliği arttırdığı ve güvenlik ortamını değiştirdiğini” açıkça belirtmişlerdi.
Son birkaç yıldır Rusya askeri duruşunu istikrarlı şekilde güncellemiş ve buna paralel olarak uzlaşmacı olmayan, iddialı bir enformasyon kampanyası başlatmıştır. Rus uzmanların çoğu Moskova’nın bu tutumunun öncelikli olarak büyük güç statüsü kazanmayı amaçlayan stratejik hedefini gerçekleştirmek ve imtiyazlı nüfuz bölgeleri oluşturmak isteğinden kaynaklandığını düşünüyor.
Bu iddiayı destekleyecek somut gerçekler var. Mevcut dünya düzenini açıkça tehdit eden, ve belki de Avrupa güvenlik mimarisini hedef alan en ciddi tehditler çok yakın geçmişte Karadeniz bölgesinde meydana geldi - örneğin 2008’de Rusya’nın Gürcistan ile çatışması, 2014’te Kırım’ı yasa dışı şekilde ilhak etmesi ve doğu Ukrayna’da istikrarı bozmaya yönelik devam etmekte olan faaliyetleri. Rusya, konvansiyonel askeri güç kullanımının yanısıra bölgedeki ulusların rahatını kaçırmak, özerk kararlar almalarını güçleştirmek, ve demokratikleşme ve Avrupa-Atlantik entegrasyonu süreçlerini bozmak amacıyla asimetrik savaş metotları da uyguluyor.
NATO açısından en önemli sorunlar nelerdir?
Karadeniz’deki güvenlik sorunlarının hepsi birbirine bağlıdır ve Avrupa-Atlantik güvenliği bağlamında içinden çıkılmaz biçimde birbirine dolaşmış durumdadır.Rusya’nın askeri yığınağı ve A2/AD
Askeri terminolojide “Girilemeyen Bölge” anlamındaki Anti-Access/Area Denial (A2/AD) savaş alanında bir ülkenin diğer yabancı kuvvetlerin hareket yeteneğini engellemek amacıyla o alanda silah sistemleri (çoğu kez uzun menzilli) konuşlandırdığı durumları anlatmak için kullanılır. Karadan havaya fırlatılan füzeler, karadan-karaya fırlatılan balistik veya cruise füzeleri, ve gemilere karşı füzeler çoğu kez A2/AD oluşturmak için kullanılır. Bu sisteme ilave unsurlar da eklenebilir. Örneğin ileri teknolojiye sahip uçaklar, gemiler ve denizaltılar ve bunların hava üstünlüğü ve denizlerin kontrolünü sağlayacak yetenekleri. Güçlendirilmiş iletişim ve gözetleme sistemleri ve siber savaş yetenekleri de elektromanyetik spektrumu bozmaya çalışarak ve yabancı kuvvetlerin bunu kullanmasını engelleyerek A2/AD ağına katkıda bulunur.

Rusların Amiral Grigorovich RFS-494 Firkateyni Rusya Deniz Kuvvetleri’nin Karadeniz için yaptırdığı en yeni firkateyn sınıfıdır. © YouTube
Yeni olan A2/AD (Girilemeyen Bölge) kavramı değildir; ama konuşlandırılan bu yeni askeri teçhizatın bu kadar büyük çapta olması Rusya’nın yaptığı bu yığınağın arkasında yatan gizli amaç ve niyetler konusunda zihinlerde soru işaretleri yaratmaktadır. Daha 2010 yılında, Rusya Devlet Silahlanma Programı Karadeniz Filosunun yeteneklerinin önemli ölçüde yenilenmesine öncelik vermişti. 2015 ve 2016 yıllarında Karadeniz Filosu planlanan altı yenilenmiş KILO-sınıfı denizaltının birincisini, ve altı Admiral Grigorovich sınıfı firkateynin birincisini aldı. Gemilere karşı kullanılan uzun menzilli füzeler ve gemiden karaya fırlatılan cruise füzeleri çok gelişmiş A2/AD (Girilemeyen Bölge) sistemine katkı yaptı.
Rusya’nın zararlı etkisi
Bazı NATO üyesi devletler ve sivil toplum örgütleri Rusya’nın, açık pazar ekonomileri ve toplumlarının özelliklerini kullanarak, demokratik kurumları zayıflatmayı amaçlayan kötü niyetli faaliyetleri konusunu açık yüreklilikle dile getirmişlerdir. Rusya’nın bu amaçla kullandığı metotlar ve seçenekler çeşitli raporlarda anlatılmaktadır. Bu faaliyetler arasında en gözle görülür olanı aktif propaganda kampanyasıdır. Bu kampanyanın amacı bölgede işbirliğini engellemek amacıyla bir yandan geçmiş tarihlerindeki olayları yeniden alevlendirmek veya yenilerini yaratmak, diğer yandan da NATO ve Avrupa Birliği dahil, Avrupa-Atlantik kurumlarına duyulan güveni sarsmaktır.
Sonuç olarak bölgenin tümü ve buradaki her ülkelerin her biri daha zayıf, entegrasyona daha uzak ve dağılma ihtimaline daha yakın olacaktır. Çok sık tercih edilen metotlardan biri de çoğunlukla gizli Batı planlarının varlığını ima eden yalan haberler ve komplo teorileri yaymaktır. Çoğu kez amaç NATO ve Avrupa’ya ilişkin gündemlere karşı olan siyasi partilere doğrudan destek vermek dahil, düzene karşı şikayetleri körüklemek ve genel olarak Avrupa konusundaki şüpheciliği beslemektir. Son zamanlardaki eğilimin göçmenler ve liberal demokratik değerler konusunda bölünme sinyalleri veren toplumları daha fazla kutuplaştırmaya çalışmak olduğu görülüyor.
Sonu gelmeyen çatışmalar
Sovyetler sonrası dönemde sonu gelmeyen (çoğu kez “dondurulmuş” olarak anılır) çatışmaların hepsi Karadeniz bölgesinde toplanmıştır. Bu çatışmalar organize suçlar, kaçakçılık ve radikalleşmeyi çoktan körüklemiş veya körükleyecek potansiyele sahip “gri” bölgeler yaratmaktadır. Rusya’nın eski Sovyetler Birliğinden ayrılarak bağımsızlığına yeni kavuşmuş devletlere gözdağı vermek amacıyla bu unsurları nasıl sömürdüğünü görmek için fazla gayret sarf etmeye gerek yoktur.
NATO açısından bu durumun bir sorun oluşturduğu açıktır çünkü tüm bu çatışmalar bütün bölgenin istikrarını hızla bozabilecek potansiyele sahiptir. Karadeniz bölgesindeki bu bitmek tükenmek bilmeyen çatışmalar AB’nin 2016’da benimsenen Küresel Stratejisi’nde “Avrupa güvenliği için bir sorun” olarak tanımlanmaktadır.
Enerji güvenliği/güvensizliği
Karadeniz enerji kaynakları için bir geçiş koridoru olduğundan bu kaynakların güvenliği çok önemlidir. Mevcut güvenlik ortamı kıyıya yakın sularda fosil yakıtları kullanma konusu ile ilgili endişelere de neden olmaktadır. Aynı zamanda, gaz ithalatının birbirine bağımlı olması kaçınılmaz olarak politik sonuçlar doğurmakta, ve yapılan ithalat kolaylıkla politik amaçlar için kullanılmaktadır. Avrupa Birliği üyeleri ve diğer ülkeler bu konuyla ilgili belirli adımlar atmışlardır. Doğal gaz pazarı giderek ticari işlemleri yerin değil fiyatın belirlediği petrol pazarına başlamıştır. Ayrıca, Avrupa’daki yerel doğal gaz ağları arasında bağlantı sağlanmasına da çok ihtiyaç vardır.

Arleligh-Burke sınıfı güdümlü füze destroyeri USS Ross (DDG 71) Karadeniz’de yürüttüğü deniz güvenliği ve bölgedeki deniz istikrarını güçlendirmeye ve NATO Müttefikleri ve ortakları arasında müşterek hazırlık durumu ve denizcilik yeteneğini güçlendirmeye yönelik operasyonlarını tamamladıktan sonra buradan ayrılıyor – 28 Şubat 2018. ©ABD Deniz Kuvvetleri Avrupa/Afrika / US 6. Filo
İletişim hatlarının güvenliği
Karadeniz, binlerce yıldır, Doğu Balkanlardan Güney Kafkasya’ya kadar, Avrupa ve Orta Doğu arasında iletişim hatlarının kesiştiği bir bölge olmuştur. Bu iletişim hatlarının güvenliği bölgedeki ve bölgenin ötesindeki ticaret ve refah açısından çok önemlidir. Bu bağlamda, mevcut istikrarsızlığın ekonomik kalkınmayı ve bölgenin potansiyelini bastırdığı gayet açıktır; bu baskıyı da ancak deniz ticareti ve ekonomik entegrasyon kaldırabilir.
NATO’nun tepkisi nedir?
NATO, çeşitli nedenlerle, İttifak’ın doğu veya güneydoğu Avrupa’da kuvvet konuşlandırma gibi bir niyeti olmadığını açıkça ifade etmiştir. Ancak Rusya’nın Kırımı gayrımeşru olarak ilhak etmesi İttifak’ı temel görevi olan toplu savunmayı yerine getirmeye ve inanılırlığını garanti etme taahhüdünü harekete geçirmeye itmiştir. NATO’nun Karadeniz bölgesindeki varlığını güçlendirmeyi amaçlayan bazı adımlar atılmıştır; bu adımlar savunmaya yöneliktir ve Rusya’nın Karadeniz’deki komşularına uyguladığı askeri güç ile orantılı bir mukabeledir. Bu arada Müttefikler öngörülebilir, şeffaf, ve açık olma niyetlerinin bir göstergesi olarak Rusya ile iletişim kanallarını açık tutmayı kabul ettiler
Çift Yönlü Yaklaşım
Karadeniz Bölgesi İttifak’ın güney-doğu kanadını oluşturur. NATO bölgesel gerçekler ve güvenlik sorunlarının ışığında caydırıcılık ve savunma pozisyonunu ileri saflardaki askeri varlıklarının ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanmış önlemlerle güçlendirmiştir. Bunlar NATO’nun etkili bir caydırıcılık ve inanılır toplu savunma unsuru bulundurmaktaki kararlılığının bir göstergesidir.
İleri saflardaki askeri varlıkla ilgili önlemler arasında bir kara unsuru – entegre eğitim için bir çokuluslu çerçeve tugayı – ve bölgede güçlendirilmiş hava ve deniz varlığı konusundaki önlemler sayılabilir.
Söz konusu önlemlerden bazıları halen gerçekleştirilmiş bulunmaktadır:
- Craiova’daki çokuluslu tugay (Romanya da çerçeve ülkelerden biridir) ileri askeri varlığın kara unsurunu oluşturur. Halen on müttefik ülke – Almanya, Bulgaristan, Hollanda, İspanya, İtalya, Kanada, Lüksemburg, Macaristan, Polonya ve Portekiz – bu konuda taahhütte bulunmuşlardır; bu ülkeler tugay karargahına katkıda bulunmakta ve verilen ileri düzeyli eğitimi koordine etmektedirler.
- Havada, Kanada ve İtalya hava polisliği konusunda Romanya ve Bulgaristan’ın çalışmalarını güçlendirmektedirler.
- Denizde ise daha fazla sayıda gemi ve deniz tatbikatlarıyle NATO Daimi Deniz Kuvvetleri bulunmaktadır. NATO Deniz Komutanlığı dahilinde bölgeye özel güvenlik konuları üzerinde odaklanan ve bölgedeki deniz kuvvetleri ile yakın bağları olan bir Karadeniz hizmet merkezi kurulmuştur.
- Sonuncu olarak da yeni bir güçlendirilmiş eğitim girişimi, tüm eğitim çalışmalarına daha fazla tutarlılık kazandırmayı amaçlamaktadır.

Azerbaycan, Amerika Birleşik Devletleri, Bulgaristan, Gürcistan, Letonya, Romanya ve Ukrayna’dan 1500’den fazla asker Gürcistan’ın Samtskhe-Javakheti bölgesindeki Orfolo tatbikat sahasında yürütülen Agile Spirit 2017 tatbikatlarına katıldı - Eylül 2017 ©Caucasian Knot
Rusya’nın yeni askeri duruşunun ışığında, ve NATO’nun buna cevaben geliştirdiği caydırıcılık ve savunma duruşuna rağmen, İttifak ve liderleri çift yönlü bir yaklaşım izlemeyi taahhüt etmişlerdir. Varşova Zirvesi’nde anlaşmaya varıldığı gibi, caydırıcılık ve savunma yetenekleri güçlendirilirken İttifak Rusya ile karşılıklılık esasına dayanarak amaca odaklı ve anlamlı bir diyalog sürdürmeğe açıktır.NATO-Rusya Konseyi Nisan 2016 tarihinden beri altı kez toplanmış, Müttefiklerin Rusya ile askeri faaliyetler, şeffaflık ve risk azaltmaya ilişkin konuları açıkça tartışmaları için fırsat yaratmıştır.
İstikrarı yaymak ve ortaklarla angajman
Varşova Zirvesinde Müttefik liderler NATO’nun komşularının daha istikrarlı olmalarının İttifak açısından daha fazla güvenlik anlamına geleceğini belirterek “...giderek istikrarsız hale gelen evrensel güvenlik ortamı karşısında... NATO’nun uluslararası toplumun istikrarı yayma ve toprakları dışında güvenliği güçlendirerek İttifak’ın tümünün güvenliğine katkıda bulunma çabalarına daha fazla katkı yapmayı amaçladığını” ifade etmişlerdir.
Müttefikler bunu başarmak için daha çok risk teşkil eden bölgeler üzerinde yoğunlaşmışlardır; halen işbirliğine dayanan tüm güvenlik yöntemlerini kullanarak Karadeniz bölgesindeki ortaklarıyla birlikte çalışmaktadırlar. Bunlara Karadeniz bölgesindeki güvenlik durumunun stratejik değerlendirmesi, ilgili tatbikatların planlanması ve Gürcistan, Moldova ve Ukrayna’ya pratik desteğin hızlandırılması konusundaki düzenli danışmalar da dahildir.
NATO Rusya’nın Kırımı yasa dışı olarak ilhak etmesini tanımamakta ısrarlıdır; bu tutumu Kuzey Atlantik Konseyi’nin Temmuz 2017’de Kiev’i ziyareti sırasında da yinelenmiştir. NATO Ukrayna’ya verdiği politik desteğin yanısıra pratik desteğini de önemli ölçüde arttırmıştır ve ülkenin güvenlik ve savunma sektöründeki reformlarını desteklemekte ve aynı zamanda Varşova Zirvesinde kabul edilen Kapsamlı Yardım Paketi çerçevesinde yetenek ve kapasite geliştirme çalışmalarına yardım etmektedir. Bu paketin bazı unsurları doğrudan Karadeniz’in güvenliği ile ilgilidir. Örneğin, bölgesel hava sahası projesi vasıtasıyla Ukrayna hava güvenliği olaylarıyla başa çıkma yeteneğini geliştirecektir. Diğer projeler Ukrayna’nın güvenli komuta ve kontrol ve durum bilinci gibi yeteneklerini güçlendirmeye yöneliktir. NATO ayrıca Rusya’nın Kırım’ı yasa dışı ilhakından sonra Odesa’ya taşınan Ukrayna Deniz Akademisi’nin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde NATO ve Avrupa Birliği doğu ve güneylerindeki ortak tehlikeler dolayısıyla aralarındaki işbirliğini önemli ölçüde güçlendirdiler. ©NATO
Gürcistan’ın NATO’nun Geliştirilmiş Fırsatlar Ortakları’ndan biri olması, aralarında geniş çapta politik ve pratik etkileşim olmasına imkan sağlamıştır. Ayrıca 2014 yılında Galler’de yapılan NATO Zirvesinde başlatılan ve savunma kapasitesi geliştirme üzerinde odaklanan NATO-Gürcistan Kapsamlı İşbirliği Paketi de Karadeniz bölgesindeki olumsuz güvenlik şartları doğrultusunda gelişmektedir. Paket kara hava ve deniz kuvvetlerine 13 alanda verilen desteği kapsamakta, stratejik düzeyde öneriler ve irtibat, savunma kapasitesi arttırma ve eğitim faaliyetleri, ve çokuluslu tatbikatları içermektedir.
Moldova hükümetinin isteği üzerine savunma kuruluşlarının oluşturulması ve reformları desteklemek için NATO’nun ülkeyle angajmanı arttırılmıştır. Galler Zirvesinde bir Savunma Kapasitesi Oluşturma Paketi kabul edilmiş, 2017 yılı sonlarında da Chisinau’da NATO İrtibat Bürosu kurulmuştur.
Bölgede güvenliği sağlamak için daha fazlası yapılabilir miydi?
NATO 29 üye ülkenin her birinin siyasî nüfuzuna ve en ileri düzeyde savunma yeteneklerine sahiptir, ve bunları üyelerinin toplu savunması doğrultusunda kullanabilir. NATO ortaklarına sadece politik destek vermekle kalmayıp onların kendi ulusal egemenliklerini koruyabilecek kapasiteyi oluşturabilecek sağlam savunma kuruluşlarını inşa etmelerine de yardımcı olmaktadır.
Ancak NATO’nun da bazı kısıtlılıkları vardır. Özellikle Rusların kötü niyetli operasyonlarının ayrıntılı analizini yapmak, hibrid taktik ve tehditlere adapte olmak ve bunlara karşılık vermek sorun olmaktadır. Bu tür aktiviteler geleneksel savaş konusu kapsamında olsa da savunma konusunun dışında kalmaktadır. Bu nedenle bu taktiklerle mücadele edebilecek kurumsal ve toplumsal direnci geliştirme sorumluluğu ülkelerin kendilerine aittir.
Ancak NATO’nun tüm bu bahsedilen sorunlarla mücadelesine büyük ölçüde yardımcı olan doğal bir ortağı vardır – Avrupa Birliği. NATO üyelerinden yirmi ikisi aynı zamanda AB üyesi oldukları için bu iki örgütün Karadeniz bölgesinin gelişmesini desteklemek ve güvenlik sorunlarını ele almakta birlikte çalışmaları doğaldır. Nitekim bu iki örgüt doğu ve güneylerindeki hibrid tehditleri göz önünde bulundurarak dirençliliği arttırmak, savunma kapasitesini oluşturmak, siber savunma, deniz güvenliği ve tatbikatlar da dahil olmak üzere aralarındaki işbirliğini kuvvetlendirme konusunda anlaşmaya varmışlardır. AB’nin özellikle demokrasi ve iyi yönetişimi yaygınlaştırma konusunda katabileceği değer önemlidir – Karadeniz’de kalıcı ve uzun vadeli istikrarı sağlamanın temeli budur.