Terörle Mücadele Biriminin başı Sayın Sabri Ergen’in Terörizm ve NATO’nun öncelikleri hakkındaki röportaji

  • Last updated 18-Nov-2011 17:12

Q: Merhaba Sabri Ergen, öncelikle zaman ayırıp geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Ihhm... bize tam olarak NATO içindeki görevinizden söz edebilir misiniz ve ne kadar süredir NATO içinde görev almaktasınız?

Sabri Ergen: Teşekkürler. Ben 1.5 yıldır terörle mücadele birimi başkanıyım. Daha önce Savunma Planlaması Bölümünde görev aldım. Toplam 7 yıldır NATO’da görev yaptım. Aslında Dışişleri Bakanlığı mensubuyum. Görev sürem bitince tekrar Dışişleri Bakanlığı’na geri döneceğim.

Q: Bir Türk vatandaşı için, NATO gibi bir organizasyonun içinde bu konular üzerinde sorumlu olmak önemli mi?

Sabri Ergen: Terörle mücadele Türkiye’nin öncelikleri arasında tabi, bir Türk olarak terörle mücadele biriminin başkanı olmak benim için bir övünç kaynağı. Bununla beraber şunu da vurgulamak lazım… Biz NATO yazmanlığında sadece Türkiye için çalışmıyoruz. Bütün NATO üyeleri için çalışıyoruz. Ama eminim ki bir Türk vatandaşı olarak benim getirdiğim deneyim de görevimde başarılı olmak için etkili olmuştur.

Q: Bu sene 9/11 Eylül olaylarının 10. yılını anıyoruz. NATO gibi bir hükümetler arası örgütün terörizm üzerine odaklanmasının artı değeri sizce nedir?

Sabri Ergen: 11 Eylül 2001’de ABD’ye yapılan bu haince saldırı ne ilk terör saldırısıdır ne de son terör saldırısı olacaktır. Ama uluslararası düzeyde 11 Eylül saldırıları terörizmin çirkin yüzünü gösteren bir sembol haline gelmiştir. Gerek çap bakımından, uluslararası örgütlenme bakımından, sivillerin aldığı.. mağdurların sayısı bakımından çok büyük zararlar oluşmuştur. Bunun üzerine uluslararası düzeyde Birleşmiş Milletler’de birçok kararlar alınmıştır. NATO da kendi çerçevesinde 5. madde müşterek savunma kararları almış ve bunları uygulamaya koymuştur. NATO’nun bu uluslararası düzeydeki mücadeleye yaptığı katkısı 3 düzeyde görülebilir: Birincisi siyasi bir örgüt olarak istişarelerdir. NATO’da yapılan istişareler somut kararlara ve somut aktivitelere çevrilebilir. İkincisi NATO’nun elinde çok özel askeri ve sivil kabiliyetler bulunmaktadır. Bunları kullanabilir. Üçüncüsü ise çok geniş ortak ağı vardır. Bu ortaklarla işbirliği içinde Birleşmiş Milletler’in aldığı kararları uygulamak üzere faaliyet yapabilmektedir.

Q: NATO’nun terörle mücadele konusundaki katkılarının zaman içindeki gelişimini nasıl görüyorsunuz? Yani geçtiğimiz 10 sene içinde aşılan kademeler nelerdir ve sizce NATO için bu konuda gelecekte atılacak adımlar neler olmalıdır?

Sabri Ergen: Terörizmle mücadele birimini biz daha önce NATO’da yapılan çalışmalar üzerine inşa ettik. Bununla beraber eksik kalan bir yönü vardı, bu da örgütsel olarak bunu bir araya toparlamakla beraber kavramsal olarak, yani siyasi belge olarak bir araya toparlayamamış olmamız. Ve şu anda gelecek zirveye yönelik olarak bir siyasi belge çalışmalarımız var. Tabi NATO’nun yaptığı işler, çalışmalar, 2001’e kadar geriye gidiyor. Burada hemen 12 Eylülde alınan kararlar çerçevesinde ABD’ye erken uyarı uçakları gönderdik, Akdeniz’de devriye operasyonu başlattık, birçok diğer istişareyi etkinleştirdik. Gitgide NATO diğer kabiliyetlerini de ortaya koydu. Bunlardan bir tanesi de 2005 yılında teknoloji konusunda müttefiklerin çalışmaya başlaması. Gerek mayınlar konusunda gerek diğer konularda, uçaklara atılan füzeler konusunda teknoloji babında çok değerli çalışmalarımız var. Diğer kabiliyetlerimizde de terörizmle mücadele konusunda adapte etmeye başladık. Bunlardan bir tanesi kimyasal, radyolojik, biyolojik saldırılara karşı kabiliyetlerimiz.. Bu kabiliyetlerin adaptasyonu 2002 Prag Zirvesi’nde başladı. Prag zirvesi en önemli adımlardan, ilk adımlardan biri bu konuda. Sadece konvansiyonel değil konvansiyonel dışı tehditlere karşı da kabiliyetlerimizi geliştirmek ve adapte etmek için önemli bir asama. Git gide kabiliyetlerimizi konvansiyonel olmayan tehditlere karşı adapte ediyoruz ve buna da devam edeceğiz. En son olarak 2010 Portekiz’deki Zirvede de zaten devlet ve hükümet başkanları bu konuda bize bir talimat verdiler, o talimatın uygulanması için şu anda da bir siyasi belge çalışmasına başladık. Bu siyasi belge tamamlandığında zannediyorum ki çok daha iyi bir şekilde çok daha odaklanarak işlerimizi, görevimizi yapacağız.

Q: Terörle mücadele aktiviteleri envai çeşit girişimleri kapsamaktadır. Türkiye hangi girişimlere katılmakta veya katkıda bulunmaktadır?

Sabri Ergen: Tabi Türkiye’nin terörle mücadele konusunda essiz bir birikimi var. Bu birikimden NATO’yu da yararlandırıyoruz. O kadar çok şey var ki teker teker saymak belki mümkün değil ama ana başlıklar halinde özetlemek gerekirse terörizmle mücadele operasyonu olan Akdeniz’deki devriye gücüne verdiğimiz katkı tabi çok önemli. Ayrıca Genel Kurmay Başkanlığımız tarafından Ankara’ da terörle mücadele mükemmeliyet merkezi kurduk. Sadece Genel Kurmay veya Askeri yetkililer değil, Emniyet genel Müdürlüğümüz de çalışmalarımıza, bir çok çalışmamıza dahil. Bunlardan bir örnek TADOK’ un, organize suçlarla mücadele akademisinin Afganistan ve Orta Asya’daki gümrük birimleri sorumlularını yetiştirmesi, ayrıca Türkiye gerek teknoloji geliştirme gerek bilimsel çalışmalarda NATO’daki bir çok projeye dahil, çok önemli katkılarda bulunuyor.

Q: NATO’nun terörle mücadele aktivitelerinin Türkiye’nin terör karşısındaki endişelerine nasıl etkileri ve katkıları olduğunu söyleyebilirsiniz?

Sabri Ergen: Önemli bir soru. Türkiye’de genellikle halk arasında da gerek NATO’nun gerek müttefiklerimizin her zaman Türkiye’yi yeterince anlamadığı, yeterince hassasiyet gösterilmediği yönünde bir anlayış ve kani var. Tabi bu 28 üyeli ittifakta herkesin terörizm konusunda ayni anlayışa sahip olabileceğini düşünemeyiz. Bununla beraber Türkiye’nin de çok önemli katkılarıyla 1999’daki Güvenlik Konsepti’ne terörün bir risk olduğunu, olduğu tercih edilmişti. O günden bu güne bakarsak, 2011 yılındayız, 2010 yılında ortaya çıkan Güvenlik Konsepti’nde artık terörizm bir tehdit olarak vurgulanmaktadır. Demek ki belirli bir mesafe kat etmişiz. Ülkemiz zannediyorum ki bu konudaki çalışmalarını sabırla ve ısrarla sürdürecektir ve karşılığını da alacaktır. NATO’nun terörizmle mücadele konusunda kendi kabiliyetleri çerçevesinde güçlenmesinde Türkiye’nin de bir çıkarı olduğu aşikârdır.

Q: Peki Türkiye’nin NATO’nun içinde terörle mücadele konusunu ve genel politikalarını şekillendirmede etkisi nedir?

Sabri Ergen: Türkiye NATO’nun tam üyesi olarak İttifak’ın aldığı her kararda tam söze sahiptir. Bununla beraber terörizm gibi NATO için yeni bir konuda, nispeten yeni bir konuda, bütün NATO ülkelerinin ayni fikre sahip olacağını düşünmek mümkün olmaz. Ama Türkiye şimdiye kadar yaptığı üzere görüşlerini sabırla ve ısrarla ortaya koyacaktır zannediyorum ki ve bunun da semeresini alacaktır.

Q: Çok teşekkürler Sayın Sabri Ergen, zaman ayırıp katıldığınız için.

Sabri Ergen: Ben teşekkür ederim.